Chris uyuşturucu satıcılarının peşine düşmesi sonucu kendisini doğduğu kasabaya giderken bulur. Fakat yol kenarında sıkıştırılan Chris zorlu bir dayak yer ve sonrasında da tek kalan sığınağı olan babasını arar. Chris’in sesini duyan Stephen bir an sevinse de yeniden bu telefon görüşmesinin kendi başını da belaya sokacağını anlar. Bir baba olarak Stephen her ne kadar olacak olayları önceden tahmin etmiş olsa da babalık hislerine gen vuramaz ve hemen oğlunun yanına koşar.