Ailesinin iflas etmesinin ardından bir şehir kadını (Jessy Schram), babasının (Willie Aames) yatırım olarak satın aldığı zor durumda olan bir kabak çiftliğini düzeltmek için ülkeye seyahat eder.
Bu, umutsuz bir durumda olan bir çiftlik üzerine yapılan bir film. Ana karakterimiz, ailesinin iflas etmesi üzerine, babasının yatırım olarak satın aldığı kabak çiftliğini kurtarmak için mücadele etmek zorunda kalır. Şehirden kopup gelmiş olan bu kadının, kırsal alanda karşılaştığı zorluklar ve engellerle nasıl mücadele ettiğini izliyoruz.
Film, güçlü bir kadın karakterin gelişimini ve değişimini anlatıyor. Ana karakterimiz, başlangıçta çiftlik işine yabancı olsa da, zamanla bu dünyaya uyum sağlar ve çiftlik işleriyle ilgili becerilerini geliştirir. Gözlemlediği sorunları çözmeye ve çiftliği tekrar canlandırmaya yönelik adımlar atar.
Hikayenin yanı sıra, filmin görsel açıdan da oldukça etkileyici olduğunu söylemek gerekir. Kırsal alanda geçen sahnelerde doğanın güzelliği ve çiftlik yaşamının atmosferi başarılı bir şekilde yansıtılmış. Ayrıca filmdeki oyunculuk performansları da oldukça başarılı. Jessy Schram'ın canlandırdığı ana karakter, seyirciye gerçekçi ve duygusal bir performans sunuyor.
Film, kırsal yaşamı ve aile değerlerini vurgulayan sıcak bir hikayeye sahip. İnsanın köklerine dönme, aile bağlarının önemi ve tekrar başlama fikri gibi evrensel temaları ele alıyor. Aynı zamanda, zorluklara karşı mücadele etme ve cesaretli olma mesajını da veriyor.
Mississippi Deltası'nın karanlık manzarasında, eski bir çıplak parmaklı dövüşçünün, yerel mafya patronuna olan borçlarını ödemek ve çocukluğunun geçtiği evi kurtarmak için son bir dövüşü kazanması gerektiği yerde geçiyor; riskler ölüm kalımdan daha az değil.
Genç bir sağlık görevlisi olan Ollie Cross, deneyimli bir doktor olan Rutkovsky ile birlikte çalışmak zorundadır. Her ikisi de New York şehir merkezinin sokaklarında suçlular, evsizler ve uyuşturucu kullanıcıları arasında dolaşıyor. Ollie, bu süreçte mesleğinin doğasında var olan riskleri keşfeder.
Haksız yere suçlanan oğlu için adaleti kendi sağlamaya karar veren, yas içindeki bir diyakoz, yozlaşmış polis çetesine karşı mücadele verir.
Petrolcü Paul Sturges'in pastoral aile tatili, bölgesini korumak için hiçbir şeyden vazgeçmeyen vahşi bir megalodon köpekbalığıyla karşılaştıklarında bir kabusa dönüşür. İnsanlar ve doğa arasındaki bu destansı savaşta, mahsur kalan ve sürekli saldırı altında olan Paul ve ailesi, bir şekilde ailesini yeniden kıyıya çıkmadan önce canlı olarak geri getirmenin bir yolunu bulmalıdır.
Küçük bir Orta Batı kasabasında, korkunç Testere Dişli Jack, her yıl mısır tarlalarından gelip kasabanın genç erkeklerine kanlı bir hayatta kalma mücadelesi için meydan okur ve ölümcül bir ritüeli başlar.
Gizemli bir seri katil, Şükran Günü’nden ilham alarak bu özel günün ortaya çıktığı ve kutlamaların başladığı yer olan Plymouth’un Massachusetts kasabasında cinayetlere başlar ve terör estirmeye başlar. Merkez mahalle sakinleri tek tek öldürülmektedir. Bu özel günde kendilerini büyük bir kâbusun içinde bulan insanlar, seri katili ortaya çıkarıp tatilden sağ kurtulmayı başaracak mıdırlar yoksa onun çarpık tatil ve ziyafet masasına konuk mu olacaktırlar?
1972'de, bir ragbi takımını Şili'ye uçurmak için kiralanan Uruguay Hava Kuvvetleri Uçuş 571, And Dağları'nın kalbindeki bir buzulda feci bir şekilde düşer. Kazada, 45 yolcudan sadece 29'u sağ kurtulur. Kendilerini dünyanın en zorlu ortamlarından birinde bulan yolcular, hayatta kalabilmek için aşırı önlemlere başvurmak zorunda kalır.
Marvel'in "Kaptan Amerika: Kış Askeri" filminde Steve Rogers'ı, nam-ı diğer Kaptan Amerika'yı, Yenilmezler ile birlikte New York'ta yaşanan dehşet verici olayların ardından Washington D.C.de huzur içinde yaşarken ve modern dünyaya uyum sağlamaya çalışırken buluyoruz. S.H.I.E.L.D. üyesi bir arkadaşı saldırıya uğrayınca Steve, dünyayı tehlikeye atan bir entrika ağının içine çekilir. Natasha Romanoff nam-ı diğer Kara Dul ile güçlerini birleştiren Kaptan Amerika, kendisini susturmak için gönderilen profesyonel katillerle savaşırken bir yandan da giderek genişleyen bir komployu ortaya çıkarmak için çabalamaktadır. Bu kötü niyetli oyunun foyası meydana çıkınca Kaptan Amerika ve Kara Dul, yeni arkadaşları Falcon'dan yardım isterler. Fakat kısa süre sonra kendilerini hiç beklenmedik ve zorlu bir düşmanla; Kış Askeri ile karşı karşıya bulurlar.
Star Trek: The Next Generation (1987) televizyon dizisinin yaratılma sürecinde yaşanan mücadelenin hikayesi, gerçekten sürükleyici bir deneyim sunuyor. Yıldız yolculuğunun bu yeni nesil serüveninin arkasındaki perdeyi aralamak, hem Star Trek hayranları hem de televizyon tarihine ilgi duyanlar için büyük bir ilgi çekicidir. Dizi, bilim kurgunun en sevilen ve en başarılı franchise'larından birinin nasıl ortaya çıktığını ve hangi zorlukların üstesinden gelmek zorunda kaldığını anlatıyor. Ekip ve oyuncuların karşılaştığı zorluklar, prodüksiyon sorunları ve yaratıcı farklılıklar, dikkat çekici bir şekilde detaylandırılmıştır. Ancak, tüm bu zorlukları aşmayı başardılar ve geniş bir hayran kitlesine ulaştılar. Dizi, Star Trek evrenini daha da genişletti ve bir kült kültür fenomenine dönüştü. Bu yüzden, bu diziye dair hikaye, seyirciyi sadece bir televizyon dizisinin nasıl yapıldığına dair bir bakış sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bir dizi yaratmanın ve sürdürmenin ne kadar karmaşık ve zorlu bir süreç olduğunu da gözler önüne seriyor.