Bir adamın kazadan sonra hafıza kaybı yaşayarak yatağında uyanmasıyla başlayan film, seyircileri büyüleyen gizemli bir dünya sunar. Ana karakterin gerçek kimliğine dair şüpheleriyle birlikte, yalanlar ve aldatmaların derinleştiği bir evde kendisini mahkûm gibi hisseder. Karısı ve çevresindeki kişilerin sırları, her adımında yeni bir sürprizle ortaya çıkar ve izleyicileri merak içinde tutar. Film, karakterlerin iç dünyalarına odaklanırken, aşkın, güvenin ve kimlik arayışının önemini vurgular. İzleyicileri farklı duygusal katmanlara çeken bu gerilim dolu hikâye, unutulmaz bir sinema deneyimi sunar. Film, harika oyunculuk performanslarıyla dikkat çekiyor. Ana karakterin hafıza kaybı nedeniyle karısına dair şüpheleriyle birlikte, birçok soru işaretinin de ortaya çıkması, seyircileri içine çeken bir hikâyeye dönüşür. Film, karakterlerin karanlık dünyalarına girerken, izleyicilere insan doğasının derinliklerine bir yolculuk vaat ediyor.
Sosyal medya fenomeni Ana, telefonda konuşurken arabasını çarpınca huysuz büyükbabasının çiftliğine gönderilir ve dijital detoks yapmaya zorlanır.
Hayatlarının son günlerini yaşayan iki yakın arkadaş Val ve Kevin’ın planlarını uygulamadan önce yapmaları gereken son bir iş vardır.
Nakit para taşıyan, yüksek güvenlikli bir kamyoneti yağmalama planı kaosla sonuçlanınca yozlaşmış polisler, yaşı ilerleyen bir suç baronu ve amansız asiler birbirine girer.
Bir bilim adamı, büyük bir şirketi Güney Amerika’daki ekolojik felaketin sebebi olarak görür ve şirketin başkanını bu felaketlerden sorumlu tutar. Ancak volkan patlaması belirtileri başladığında bütün ideolojik farklılıklarına rağmen birlikte bir felaketi önlemeleri gerekecektir. Werner Herzog’un hem rol aldığı hem de yönetmenliğini üstlendiği filmin oyuncu kadrosundaki diğer isimler ise Gael García Bernal, Michael Shannon, Anita Briem, Veronica Ferres, Volker Michalowski ve Lawrence Krauss’dur.
Joaquin tekerlekli sandalyeye mahkum, sakince hayatını sürdüren bir adamdır. Evindeki bir odayı striptizci bir kadın ve kız kardeşine kiralamasıyla mülayim hayatı renklenir. Joaquin bir gece zemin katta bilgisayar tamiri yaparken, duvarın arkasından gelen belli belirsiz bir sesle irkilir ve kulağını duvara dayar. Böylelikle Galereto liderliğindeki bir hırsız çetesinin yandaki bankayı soymak için tünel kazdıklarını anlaması uzun sürmeyecektir. Joaquin bu soygun planını boşa çıkartmak için harekete geçer.
Frederik, dolandırıcılıktan yargılanmaktadır. Ancak, bir beyin tümörü olduğu ve tümörün karakterini değiştirdiği ortaya çıkar. Bu nedenle yaptığı şeyin yanlış olduğunun bilincinde değildir. Diğer yandan karısı Mia’ya da çok daha agresif davranmaya başlar. Mia, Frederik’in avukatından yardım isteyecektir
Eşinden ayrıldıktan sonra yeniden normal hayatına dönmeye çalışan Rachel Watson, her gün işe giderken bindiği trenle eski kocasıyla bir zamanlar birlikte yaşadığı, şimdi ise eski kocasının yeni ailesiyle birlikte yaşamayı sürdürdüğü evin önünden geçmektedir. Her seferinde aynı acıyı tekrar yaşamamak adına eve yakın başka bir evde yaşayan Megan Hipwell ve Scott Hipwell çiftini dikkatle izlemeye, onların hayatlarıyla ilgili kendince yorumlar yapmaya başlar. Yine bir gün trenle oradan geçerken çok kötü bir şeye tanık olur. Ertesi sabah uyandığında geceye dair hiçbir şey hatırlamaz ve televizyonda Megan'ın kaybolduğunu öğrenir. Rachel hem Megan'ın akibetini hem de kendisinin o gece nerede ne yaptığını öğrenmek isteyecektir.
Son Şövalye, Transformers bu sefer serinin özündeki efsaneleri paramparça etme hedefini taşıyor. İnsanlar ve Transformerlar savaşta, Optimus Prime ise gitmiş. Geleceğimizi kurtarmanın yegane çıkar yolu geçmişin sırlarında ve Transformerların dünyadaki gizli geçmişinde yatıyor. Dünyayı kurtarma görevi Cade Yeager, Bumblebee, bir İngiliz lordu ve bir Oxford profesöründen oluşan sıradışı bir birliğe kalıyor.
Patrick O'Brien, 30 yaşında bir DJ, internet kişiliği ve film yapımcısıydı. TransFatty olarak bilinen O'Brien, günlerini biralı yaratıcı güç olarak geçiriyor ve pervasızlar, savunmasız ruhlar ve Howard Johnson restoranları hakkında sanatsal filmler yapıyordu. Fakat bir gün bacakları titremeye başladı ve sonrasında ALS (Lou Gehrig hastalığı) teşhisi kondu. Patrick'e 2 ila 5 yıl arası yaşama süresi verildi ve başlangıçta yürüme, kollarını hareket ettirme, yutma ve hatta nefes alamama yeteneğini kaybetti. Ancak, ailesi ve arkadaşlarından aldığı destekle Patrick, düşünülemez olanı cesurca deneyimledi ve kamerasını kendine çevirdi. Kendi belgeselinin yönetmeni ve yıldızı olarak, Patrick, teşhisinden felç dönemine kadar olan tüm yıkıcı yolculuğunu filme aldı. TRANSFATTY LIVES, duygusallıktan kaçınarak, Patrick'in hayatındaki bu zorlu süreci izleyicilere yansıtır.