Rahip olan babasıyla birlikte Florida’da küçük bir kasabaya taşınan 10 yaşındaki Opal, burada bulduğu bir sokak köpeğini yanına alır ve hayatı değişir...
2014 yapımı bir drama filmidir. Yönetmenliğini Corinna McFarlane üstlenmiştir. Filmin başrollerinde Damian Lewis, Andrea Riseborough ve Ross Anderson yer almaktadır. Film, 1950'lerin İskoçya'sında geçmektedir. Adada yaşayan genç bir çift olan Balor ve Aislin, hayatları boyunca süren sessizliği korumaktadırlar. Ancak adalarına bir rahip ve onun yardımcısı gelince, sessizlikleri bozulur ve huzursuzluk başlar. Rahip, adada bir çocuk suçlusunun iyileştirilmesi için çalışmalar yürütmek ister. Bu sırada Balor ve Aislin'in arasındaki gerilim artmaktadır. İki farklı dünya görüşüne sahip olan Balor ve rahip, farklılıklarını aşmak için mücadele ederler. Film, doğa ve insan arasındaki ilişkiyi ele alırken, aynı zamanda toplumun bireyler üzerindeki baskısını da gözler önüne seriyor. Filmin konusu, oyunculukları ve atmosferi eleştirmenler tarafından olumlu karşılanmıştır.
Tunus'taki hayata uyum sağlamakta zorlanan Hedi, annesinin tüm çabalarına rağmen bir türlü toparlanamaz. Hedi'nin hayatı Rym'le tanışınca değişecektir.
1999 yılında dünya 2000 yılına girme korkusuyla sarsılıyordur. Bu sırada tek yumurta ikizi olan Sen ve Ben kardeşler ise gelecekleri hakkında endişelenmeye başlarlar. Onlar, birbirlerine çok yakındırlar. İki kardeş birbirlerine o kadar yakınlardır ki neredeyse hayatlarının her anını paylaşıyorlardır. Ancak bir gün, hayatlarına Mark isimli bir çocuk girer ve bu çocuk bir anda hayatlarındaki her şeyin değişmesine neden olur. İkizler, Mark'ın gelişiyle birlikte yeni bir deneyimle karşı karşıya kalır. Bu deneyim, ne yazık ki ilk aşk olacaktır. İkizler, bu iç çatışmayla mücadele ederken hayatlarında yeni bir döneme adım atmanın zorluklarıyla karşı karşıya geleceklerdir.
Film, çocukluktan birbirine aşık olan ama zaman içinde yolları bambaşka yerlere uzanan iki insanın bir kez daha karşılaşmasını konu alıyor. Torunlarının birbirleriyle evlenmesini isteyen iki büyükanne, onlar için sözde tesadüfi karşılaşma planlarlar. Durumdan haberleri olmayan iki genç karşılaştıklarında, çocukluk aşkları yeniden gün yüzüne çıkar, eski defterler açılır ve önlerine çıkan yeni hikâyeye karşı koymazlar.
Milyarder sanayici Damian, ölümcül bir hastalığa yakalanır. Bilincin başka bir bedene nakledilme işlemi olan “Deri Değiştirme" adındaki, onun için zamanı geriye döndürecek, radikal bir tıbbi müdahaleyi uygulamaya kararlıdır. Dünya artık onun öldüğünü düşünürken, hâlbuki o aslında "deri değiştirmek"tedir. Bilinci, kendisinden yaşça epey genç, sağlıklı bir adamın bedenine nakledilmektedir. Ölümsüzlüğün bazı yan etkileri olduğunu fark ettiğinde zihninde görmeye başladığı rahatsız edici görüntüler, gizemli bir hal alıp ve onu rahatsız etmeye başlar.
Günümüzün savaşlarla dolu dünyasında, yazar ve yönetmen David Michôd üst düzey bir Amerikan askerinin inişli çıkışlı hayat hikayesini kâh tüm gerçekliğiyle, kâh acımasız bir parodi tadında ekranlara taşırken, gerçeğin ve parodinin nerede başlayıp nerede bittiğini de tartışmaya açıyor. Filmde gözünü karartıp kendini çılgın bir savaşın ortasına atan, doğuştan lider karakterli, kendine sonsuz güveni olan bir asker; Michôd'nun absürt bakış açısıyla anlatılıyor. Hikâyenin merkezinde, Brad Pitt'in hayat verdiği gelmiş geçmiş en uç savaş karakterlerinden biri yer alıyor: başarılı ve karizmatik orgeneral Stanley McChrystal. Afganistan'daki NATO güçlerine adeta bir rock star gibi giriş yapan orgeneralin tüm karizması bir gazetecinin sınır tanımayan makalesiyle yıkılacaktır.
Başarısız bir ilaç satıcısı olan John, yolsuzluk dolu tıbbi yardım sisteminin içine hızla sürüklenir. Şirketin acımasız baskısı altında kalan John, görevlerini yerine getirebilmek için giderek daha fazla risk almaya başlar. John'un hayatı, bir gün beklenmedik bir olayla değişir. Bir hastanede tanıştığı genç ve umutsuz bir hasta, John'a gerçekleri görmesi için ilham verir. Hasta, yolsuzluk ve ahlaki çürümeye karşı duran bir grup aktivistin varlığından bahseder. John, hayatını tamamen değiştirecek bu grupla tanışmaya karar verir. Grubun lideri olan gizemli ve idealist doktor Sarah, John'a sistemi ortaya çıkarmak ve adaleti sağlamak için mücadele etme cesareti verir. İkisi birlikte sisteminin iç yüzünü ortaya çıkarmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar.
2017 OSCAR ödüllerinde İran adına yarışan filmde, Emad Etesami (Shahab Hosseini) bir lisede edebiyat öğretmeni olarak çalışmaktadır ve aynı zamanda eşi Rana (Taraneh Alidoosti) ile birlikte Arthur Miller’ın 1949 yılında yazdığı “The Death of a Salesman (Bir Satıcının Ölümü)” kitabının uyarlama tiyatro oyununu sahnelemektedir. Evlerinin çürümesi dolayısıyla yeni taşındıkları apartman dairesinde geçecek olan olaylarda, daha önce evde yaşayan kiracıyla ilgili birtakım olaylar Emad ve Rana’nın da hayatını etkileyecektir.
28 Haziran 1914'te Avusturya Prensi Franz Ferdinand eşi Sophie ile Saraybosna'da Şehrin arabasıyla gezerken suikasta uğrayıp ölürler. Bu Birinci Dünya Savaşı'nın tetikleyicisidir...