New York'ta yaşayan başarılı bir aşk romanı yazarı olan Karen Rogers, zor bir dönemden geçiyor. Juliet adında genç bir kızı var ve editörü için yeni materyaller bulmakta zorlanıyor. Daha da kötüsü, Karen büyük bir yazar tıkanıklığı vakasıyla uğraşıyor ve editörüne bundan henüz bahsetmedi. Tüm bunların ortasında Karen yıkıcı bir haber alır: babası Pete Rogers aniden vefat eder. Karen, yirmi yıldır ailesinin Louisiana'daki kır evine dönmemiştir ve şimdi geri dönmek isteyip istemediğinden emin değildir. Ancak geçmişiyle yüzleşmesi ve duygularıyla doğrudan yüzleşmesi gerektiğini biliyor. Karen, ortak Louisiana kökleri üzerinden onunla bağ kurmayı umarak kızı Juliet'i bu geziye götürmeye karar verir.
Robbi and Tobbi'nin alışılmadık bir arkadaşlıkları vardır. Sebebi ise Robbi bir robottur. Havada , suda ve karada gidebilen Fliewatüüt isimli araçlarıyla farklı maceralara atıldıkları bir filmdir.
Jason Cole mükemmel Rönesans adamıdır. Başarılı bir kariyeri, güzel bir eşi, evi var ve FBI ajanı olarak dürüstlük ve sıkı çalışma adamı olmaktan gurur duyuyor. Her şeye sahip gibi görünüyor. Geçmişi başını destekleyene ve onu tüm eğitim ve uzmanlığı ile bile onu hazırlayamayacağı bir duruma itene kadar.
Genç bir çift, komşularıyla sosyalleşmeye çalıştıklarında korkunç bir gücü uyandırırlar.
Liseli inek Dani, uzun süredir aşık olduğu oğlanın dikkatini çekmeyi sonunda başarır. Ama oğlanın sosyal medya fenomeni eski sevgilisinin hedefinde de artık Dani vardır.
Kars’ın bir köyünde görünmeyen bitmez bir savaşın gölgesi altında yaşayan 9 yaşındaki Rauf, sevdiği kız Zana için pembe rengi bulmak üzere bir yolculuğa çıkar. Zana, Rauf´un yanında çıraklık yaptığı marangozun 20 yaşındaki kızıdır. Rauf için pembe, hayallerindeki aşkın rengidir; umut etme cesaretinin ve hiç görmediği barışın rengidir... Pembeyi arayışı kızı gülümsetme arzusuyla başlar, fakat gri bir dünyada yaşayacağı deneyimler Rauf´a siyah ve beyazı da öğretecektir...
Küçük Rauf’un, kendi sınırlı ve kapalı dünyasında, aşkın sınırsızlığı ile tanışmasını konu alan filmin senaryosunu Soner Caner kaleme aldı.
Rain Burroughs, kendisine konan şizofreni teşhisiyle başa çıkmaya çalışan genç bir kadındır. O, deneyimlediği rahatsız edici görüntülerden, duyduğu rahatsız edici seslerden, hissettiği duygulardan hangisinin gerçek olduğunu hangisini kendi kafasında kurduğunu anlamaya çalışır. Bu sırada komşularının bir çocuk kaçırdığından şüphelenen Rain, bunu ailesine söylese de kimseye inandıramaz. Ona inanan tek kişi varlığından emin olmadığı Caleb adında bir gençtir.
Talihsiz bir kambur aşkı arar, ancak her biri kambura diğerini öldürmesini emredince kendini Papa ve Fransa Kralı arasındaki ölümcül bir kan davasının ortasında bulur.
Bu mitolojik dünyanın içinde bir grup kaşif, Dünya üzerindeki insanoğlunun kökenine dair bir ipucu keşfediyor. Bu ipucu gruptakileri evrenin en karanlık köşelerine heyecanlı bir yolculuk yapmaya zorluyor. Ancak yolculuğun sonunda insan ırkının geleceğini kurtarmak için korkunç bir savaşa katılmaları gerekiyor.
Lise son sınıf öğrencisi olan Mandy’nın tek hayali, Harvard’a girebilmektir. Bekleme listesine alındığını öğrenen Mandy, nefret ettiği tek kişiden, popüler all-star sporcu Graham Lansing'den yardım istemek anlamına gelse bile, kendini kabul ettirmek için elinden gelen her şeyi yapmaya kararlıdır. Mandy, Graham'ın öğretmeni olduğunda, onda düşündüğünden daha fazlası olduğunu ve belki de hayatta Harvard'dan daha fazlası olduğunu fark etmeye başlar.