Carrie Fisher ve Debbie Reynolds, anne ve kız olarak özel bir bağı paylaşan iki ikonik Hollywood yıldızıydı. Eşsiz ilişkileri ve hayatlarında yaşadıkları inişler ve çıkışlar, Hollywood kraliyet ailesinin hayatına kısa bir bakış sunan dokunaklı bir belgeselde güzel bir şekilde tasvir ediliyor. Belgesel, yalnızca kırmızı halının ışıltısını ve ihtişamını değil, aynı zamanda hem Carrie hem de Debbie'nin kariyerleri boyunca karşılaştıkları perde arkası mücadelelerini de yakalıyor. Film, onların kişisel hayatlarını derinlemesine inceliyor hem bireysel hem de aile olarak zayıf noktalarını ve üstesinden geldikleri zorlukları ortaya koyuyor. Karşılaştıkları zorluklara rağmen Carrie ve Debbie arasındaki bağ kırılmaz kaldı.
Paris'in hassas bir banliyösünden üç kardeş: Noumouke, Soulaymaan ve Demba. 15 yaşındaki küçük kardeş olan Noumuke; hangi kardeşin izinden gideceğine karar vermek zorundadır: ya avukat ağabeyi Soulaymaan’ın izinden gidecek ya da gangster ağabeyi Demba’nın.
Paris'in sefil bir banliyösündeki ihanet, intikam ve şiddet döngüsünü kırmaya çalışan Traoré kardeşler daha parlak bir gelecek için mücadele etmeye devam eder.
Filmde, küçük bir kasabada yaşamakta olan bir genç, videolar çekerek en sonunda ünlü olmayı başarır. Mezuniyet gecesi geldiğinde çok sevdiği bir ünlüyle takılacaktır. Bu ünlü ise genç çocuğun öğretmenine aşık olacak ve karmaşık bir durum ortaya çıkacaktır.
İngilizce öğretmeni olan Charlie, obezite sorunuyla başa çıkmaya çalışan bir adamdır. Münzevi bir yaşam süren Charlie’nin tek isteği uzaklaştığı kızıyla yeniden iletişim kurabilmektir. Charlie, kızıyla yeniden yakınlaşabilmek için elinden geleni yapar.
Muhteşem bir gerçek hayat öyküsünden esinlenen film, kamp yapmak için doğanın kollarına atılan bir grup üniversite öğrencisinin, yakınlardaki restoranda insan etinin servis edildiği gerçeğiyle yüzleşmelerini konu alıyor. Başlangıcı sıradan bir korku filmi gibi görünen yapım, Blair Cadısı atmosferini ustalıkla işlerken, aynı zamanda Kiarostami ya da Makhmalbaf'ın kamera oyunlarına benzer şekilde gerçeklikle ve zamanla oynuyor. Filmde, korkunç, dramatik ve duygusal anların yanı sıra doğaüstü öğeler de yer alıyor. Ancak bunu yaparken öylesine şiirsel bir atmosfer yaratıyor ki, izleyiciler adeta büyüleniyor. Yapımın estetik yönetimi, hayranlık uyandıran sahneleriyle de dikkat çekiyor. İnsan etinin servis edildiği restoranın kasvetli atmosferi, insanın içini ürperten sahnelerle ustaca anlatılıyor.
Korumakta başarısız olduğu en yakın arkadaşının yasını tutan eski koruma Ok-ju, onun son dileğini gerçekleştirmek, yani intikamını almak için harekete geçer.
Büyükannesine yardım etmek için evine geri dönen genç bir kadın, ailesinin geçmişindeki karanlık sırlar ile karşılaşır
Çok büyük sonuçlar doğurabilecek tarihî bir seçiminin son haftalarına girilmiştir. Amerika ya ilk kadın başkanını (Ann Dowd) ya da seçilme şansı olan ilk bağımsız adayını (John Cena) seçecektir. Bu tarihî anları haber yapan genç ve idealist bir muhabir (Jodie Turner-Smith), idolü olan efsanevi muhabir Nicholas Booker (Biran Cox) ile bir olup seçimin ve ülkenin kaderini önlerine seren bir komployu gün yüzüne çıkarmaya girişir.
Brad Pitt ve Margot Robbie'li Babylon, 1920'li yılların Los Angeles'ında, sinemanın sessiz dönemden çıkış sürecinde adından söz ettiren bir aktör ile gözünü yıldız statüsüne dikmiş hırslı bir aktris adayının gözünden o dönemki Hollywood'un her manadaki aşırılığını epik bir dille ele alıyor.