Bir kasırga tehdidi altında, fırsatçı suçlular bir ‘ABD Mint’ tesisine sızarak 600 milyon dolar çalar. Kasırga, 5. kategori bir fırtınaya dönüşünce çok iyi hazırladıkları planları ters gider ve yalnızca bir Maliye Bakanlığı temsilcisinin (Maggie Grace) bildiği kasa dairesi şifresine ihtiyaç duyarlar. Fakat temsilci, kendisine beklenmedik bir müttefik bulmuştur: Kasırgalardan korkan fakat hırsızların kaçırdığı kardeşini kurtarmaya kararlı bir meteoroloji uzmanı (Toby Kebbell). Meteoroloji uzmanı Will, bu adrenalin dolu, dur durak bilmeyen aksiyon ve gerilim yolculuğunda galip gelmek için fırtına bilgisini bir silah olarak kullanır.
Kaptan Jack Sparrow, özgür ve çılgın bir hayat süren sevimli fakat üçkağıtçı bir korsandır. Ancak, düşmanı kurnaz Kaptan Barbossa, Jack'in gemisi olan Siyah İnci'yi çaldığında, Jack'in korsanlık yaşamı altüst olur. Bu da yetmezmiş gibi, Barbossa, Port Royal kasabasına saldırır ve belediye başkanının güzeller güzeli kızı Elizabeth Swann'ı kaçırır. Elizabeth'i kurtarmak ve Siyah İnci'yi geri almak için Elizabeth'in çocukluk arkadaşı Will Turner ve Jack güçlerini birleştirirler. Ancak Will'in bilmediği, lanetli bir hazinenin Barbossa'nın ve mürettebatının kaderini sonsuza kadar ölümsüz olarak değiştirdiğidir. Laneti bozmak için hazinenin tamamının geri dönmesi gerekmektedir, yoksa Barbossa ve mürettebatı birer iskelete dönüşeceklerdir.
Babasının ölümünden sonra, Wakanda kralı genç T'Challa tahta geçmek ve kral olarak hak ettiği yere gelmek için soyutlanmış bir yüksek teknoloji Afrika ülkesi olan yurduna döner. Ama güçlü bir düşman yeniden ortaya çıkıp Wakanda'nın ve tüm dünyanın kaderini tehlikeye atan zorlu bir ihtilafa düşünce T'Challa'nın kral ve Black Panther olarak hırsı test edilir. İhanet ve tehlikeyle karşı karşıya kalınca, düşmanlarını yenmek ve halkının ve yaşam tarzlarının güvenliğini sağlamak için Black Panther'in bütün gücünü serbest bırakmak zorunda kalır.
Dünya üzerindeki en büyük kanguru popülasyonua ev sahipliği yapan Avustralya’da bulunan Kanguru Vadisi’nde, her yıl yüzlerce yavru dünyaya gelmektedir. Ancak bu yavrulardan sadece birkaçı hayatta kalmayı başarıp, birinci doğum gününe ulaşabilmektedir. Bu kangurulardan biri olan Mala ise, yaşam koşullarının kendisi için bile fazlasıyla zor olduğu bu bölgede dünyaya gelmiş ve neredeyse imkansız olarak gözükse de henüz bir yaşına gelmeden hayatta kalmayı başarmıştır.
Kanguruların bu bölgede hayatta kalmasının bu kadar zor olmasının en büyük sebeplerinden biri ise Mala’ın ve onun gibi olan tüm kanguruların en büyük düşmanı; dingolardır. Sürü halinde gezerek genelde yavru kanguruları avlayan bu dingolar, bölgedeki en büyük tehdittir. Ancak tüm bunlara rağmen Mala, son derece cesur ve beklenmedik bir şekilde hayatta kalacak ve Kanguru Vadisi’nde kendisine birbirinden renkli arkadaşlar edinecektir.
Şöhretin değerinin ucuzladığı sosyal medya çağında gerçek kahraman kimdir, gerçek kahramanlık nedir, suç veya ahlaksızlık nasıl tanımlanır? Alacaklısını ikna etmeye çalışan bir adam, yolunda gitmeyen bir plan, birdenbire büyüyen bir hayır işi, birbiri üzerine yığılan yalanlar ve çaresizlik... Madrid ve Buenos Aires'te geçen 2018 yapımı Everybody Knows / Herkes Biliyor'dan sonra Asghar Farhadi İran'a dönüyor, ahlaki ve duygusal çatışmaları ele aldığı her dramda ne kadar yetkin bir yönetmen olduğunu kanıtlıyor.
Fransız sanatçı JR'ın, görünmeyen insanların portrelerini dünyanın en kışkırtıcı yerlerinde duvar resmine dönüştürerek o insanların sesi olmasına tanıklık edin.
Tarihle 8 Mayıs 1945 gününü gösterdiğinde tüm Brintanya halkı, II. Dünya Savaşı’nın bitişini kutlamaktadır. Zaferle sonuçlanan ancak yıllar boyunca birçok şeye mal olan bu savaşın bitişi, başta halk olmak üzere krallıktaki herkesin o gece doyasıya eğlenmesine neden olacaktır. Altı yıl boyunca süren bu savaşın en çok etkilediği kişilerden biri ise hiç şüphesiz ki o yıllarda bir genç olan Prenses Elizabeth (Sarah Gordon) olacaktır.
8 Mayıs gecesi annesi Kraliçe Elizabeth (Emily Watson) ve babası Kral George (Rupert Everett) tarafından yapılacak halka seslenişe davet edilse de Prenses Elizabeth’in o gece için çok daha farklı planları vardır. En yakın arkadaşı Prenses Margaret’i de yanına alan Elizabeth, o gece halktan sıradan bir kişiymiş gibi şehirdeki gece hayatına karışacaktır.
Sanata düşkün bir ressam olan Özge psikolojik sorunları olan bir kadındır. Çocukluğunda üvey babası Şehmuz tarafından tecavüze uğramıştır. Annesi Neriman bu korkunç olayı öğrenince Şehmuz’u öldürür. Yaşadığı travmanın ardından hapishaneye giren annesinin intihar etmesi sonucu iyice bunalıma giren Özge kendi kabuğuna çekilir. Yaşadığı olaylardan yola çıkarak annesi ve şiddete maruz kalan kadınlar için sergi açmayı planlayan Özge, devletten beklediği desteği alınca çalışmalara başlar. Sürekli kabuslar gören, tuhaf haller sergileyen Özge, terapisti Gülçin sayesinde Doğan adında bir hoca ile tanışır. Hoca, Özge’nin bu sorunlarının büyüden ve Özge’ye musallat olan cinlerden kaynaklı olduğunu düşünür…
22. yüzyılda iklim değişikliği, Dünya'yı yaşanmaz bir gezegen haline getirir. İnsanlar hayatta kalabilmek için barınaklarda yaşar, ancak burada da bir iç savaş çıkar. Bu iç savaşın sonucu, robot bir paralı asker yaratmak için seçkin bir askerin beyninin klonlanmasına bağlıdır.
Çete geri dönüyor ama bu sefer oyun değişiyor. Jumanji’ye içlerinden birini kurtarmak için döndüklerinde hiçbir şeyin bekledikleri gibi olmadığını keşfederler. Çete, dünyanın en tehlikeli oyunundan kaçabilmek için bilinmeyen ve keşfedilmemiş parçaları bulmak ve kurak çöllerden karlı dağlara uzanan yollardan geçmek zorunda kalır.