Mehmet'de kendi fotoğraf çekimi üzerine seyahat ederken yaşlı bir köylüye rastlar ve sevda üzerine dram yüklü hayat hikayesini dinler. Mehmet bu hikayenin çözümü için çalışmalar yapar ve aynı zamanda aile kurmak için emek sarfetmek gerektiğini anlar.
Usta İspanyol yönetmen Fernando Léon De Aranoa’nın yeni filmine adını veren “iyi patron” Blanco'yu Javier Bardem canlandırıyor. İspanya’nın taşra kentlerinden birinde sanayi tipi tartılar üreten Básculas Blanco adlı şirket, Mükemmeliyet Sertifikası alıp alamayacaklarına karar verecek bir komitenin ziyaretini beklemektedir. Denetim vakti geldiğinde her şey kusursuz olmalıdır. Zamana karşı yarış devam ederken şirketin sahibi Blanco elemanlarına dair duyduğu rahatsızlıkları gidermek için tüm şartları zorlayacak, süreç boyunca aşılmadık sınır bırakmayacaktır. Yönetmen De Aranoa İspanya'nın Oscar adayı olan filmini “Yıpranmış emek ekosisteminin, iyinin ya da kötünün olmadığı, manişizmden uzak hikâyesi. Koyu gri, neredeyse siyaha çalan keskin bir komedi” olarak tanımlıyor.
Şimdilerde yaşı az da olsa ilerlemiş ancak geçmişte son derece başarılı bir radyo DJ’i olan bir adam, günün birinde bu çok sevdiği işinden ayrılmak zorunda kalmıştır. İşsiz kalmasından kısa bir süre sonra artık emekli olması gerektiğini düşünen ve zamanının büyük bir kısmını arkadaşlarıyla geçiren bu adam, her ne kadar bundan son derece keyif alsa da; günün birinde aldığı bir mektubun ardından bu kararını tamamen değiştirecektir. Eski işvereninin bir buluşma partisi düzenleyeceğini öğrenen ve bu parti için bir davet alan bu adam, her ne kadar başta partiye katılıp katılmama konusunda tereddüt etse de; hayatının aşkının da partiye gideceğini öğrenmesiyle birlikte bu partiye katılmaya karar verir.
Bunun ardından kısa süre içerisinde kendisine bir süpermarkette iş bulan ve ürünleri torbalayarak geçimini sağlayan bu adam, aynı zamanda yine kendisi gibi bu süpermarkette çalışan iki gençle dost olur. Partiye hazırlanma sürecinde bu iki yeni dostundan yardım alan adam, büyük bir kararlılıkla parti gününe hazırlanırken; o gün geldiğinde tüm bu uğraşlarının karşılığını alabilecek midir?
Genç bir lise öğrencisi olan Chema, her ne kadar iyi niyetli bir insan olsa da; çevresi zaman zaman ona kötü davranmakta ve Chema okulda bazen istemediği şeyleri yapmaya zorlanmaktadır. Bazen böyle zorbalıklara maruz kalsa da bir ses çıkarmayan bu genç adam, artık son senesini okuduğu ve bir daha bu kötü insanları görmeyeceği için okulda hiç kimseyle muhatap olmasa da; kısa süre sonra bu durum değişmek üzeredir. Çünkü Claudia isimli güzeller güzeli genç bir kız okula gelmiş ve Chema ona ilk görüşte aşık olmuştur.
Her ne olursa olsun Claudia ile konuşması ve onunla sevgili olması gerektiğini düşünen Chema’ın işi, her şeyde olduğu gibi bunda da fazlasıyla zor olacaktır. Çünkü bir yandan okulun popüler çocukları da Claudia’ya ilgi gösterirken, genç adam şansının fazlasıyla az olduğunu düşünür. Ancak buna rağmen Clauida’ya hissettiği şeyleri daha önce hiçbir zaman hissetmeyen ve ne yapıp ne edip bu kızla kendisine bir randevu ayarlaması gerektiğini düşünen Chema’ın, bunu yapmak için de oldukça az bir süresi olacaktır. Çünkü lise son sınıfta olan bu iki gencin de yolu, sene sonu ayrılacaktır.
Film, Sadık adında bir adam üzerinden, gerçekten iyi bir insan olmanın anlamı sorgulanıyor. Sadık, insan kaçakçıları ve katillerin dünyasında adalet arayan bir adamdır. Ancak bu süreçte o, iyilik ve kötülük arasındaki çizginin bulanıklaştığını fark eder.
Şanssız bir olaylar zincirinin ardından Fletch, kendisini birden fazla cinayetin baş şüphelisi olarak bulur. Fletch, bir yandan nişanlısının çalınan sanat koleksiyonunu ararken bir yandan da masumiyetini kanıtlamaya çalışır.
Hindistan’ın, Kannur kentinde bulunan küçük bir köy olan Maloor’da yaşayan insanların en büyük geçim kaynağı, çiftçilik yapmaktır. Her ne kadar burada yaşayan insanlar alın teriyle paralarını kazanmaya çalışsalar da, bazı politikacılar kendi çıkarları için köyde yaşayan çiftçilerin acı çekmesine neden olmaktadır. Tüm bu yozlaşmış politikacılar, her geçen gün çiftçilere doğuracak sonuçlarını umursamadan bazı kararlar alırken; kısa süre sonra bu politikacılara dur diyecek biri ortaya çıkacaktır.
Genç bir adam olan Ravi (Nivin Pauly), son derece başarılı bir sporcudur. Bir bisikletçi olan Ravi, başarılı olmasının yanısıra aynı zamanda dürüst ve her zaman doğrunun yanında olan biridir. Ancak günün birinde meydana gelen beklenmedik bir kazanın ardından tüm hayatı paramparça olan bu genç adam, kazadan sonraki günlerini hiçbir işe yaramadığını düşünerek evinde geçirirken; bir gün başına gelen bir olayın ardından siyasetçilerin oluşturduğu bu bozuk sisteme karşı gelmeye çalışacaktır.
Okyanus kıyısında kaçamak yapan iki genç çift, ilk bakışta mükemmel gözüken kiralık evlerinin sahibinin onları gözetliyor olabileceğinden şüphelenmeye başlar. Çok geçmeden kutlama amaçlı bu hafta sonu gezisi uğursuz bir havaya bürünür, en derin sırlar açığa çıkar ve dört eski arkadaş birbirlerini hiç görmedikleri bir gözle görmeye başlar.
Sam Mendes, bu kez sinemanın büyüsüyle iç içe bir aşk hikâyesini beyazperdeye taşıyor. Usta sinemacının senaryosunu kaleme alıp yönetmenliğini üstlendiği yeni filmi Empire of Light, 1980'lerin başında İngiltere'nin bir sahil kasabasındaki eski bir sinema salonunu merkezinde olduğu bir aşk hikâyesini anlatıyor. Film, günümüzde benzerine rastlanmayan nostaljik bir sinema salonu olan The Empire’ı mesken tutuyor. Olivia Colman tarafından canlandırılan Hilary karakteri, her sabah salonu açan ve iç karartıcı bir rutinin içine hapsolmuş bir salon görevlisi. Michael Ward ise ekibe yeni katılan Stephen isimli, hevesli bir genci canlandırıyor. İki karakter arasında kurulan beklenmedik bağ, toplum baskıları ve kişisel travmalar ışığında geleceği parlak gözükmeyen bir aşka evriliyor.
Ben Manalowitz New York’ta yaşayan bir radyo sunucusudur. Genç adamın sevgilisinin öldürülmesi onun için büyük yıkım olur. Kız arkadaşının cinayetinin gizemini çözmeye karar veren Ben, onun başına neler geldiğini araştırmak için yola koyulur.