1978 yılı Cadılar Bayramı’nda dört masum genci öldüren Michael Myers ile ilgili araştırma yapan bir grup araştırmacı Myers’ı hapishanede ziyaret ederler. Bu sırada herkes yaklaşmakta olan Cadılar Bayramı hazırlıkları içerisindedir. Cadılar Bayramı’nın gelmesini bekleyen biri daha vardır; Laurie Strode. Laurie, 40 yıl önce bir Cadılar Bayramı gecesi kendisini öldürmeye çalışan maskeli katil Michael Myers ile yüzleşmek istemektedir. Laurie, Myers’la yüzleşebilmek ve intikamını alabilmek için onun hapishaneden kaçmasını beklemektedir ve hayali gerçekleşir. Myers’ın da içinde bulunduğu hapishane nakil aracı kaza yapar ve Michael Myers kaçmayı başarır. Maskeli katilin kendisinin peşine düşeceğini bilen Laurie büyük karşılaşma için tüm hazırlıklarını yapmıştır.
Evlenmesinin ardından daha huzurlu bir kasabaya yerleşerek, burada daha az tehlike içeren davalara bakmaya karar veren genç dedektif için başlarda her şey yolunda gitse de; kısa süre sonra bu durum tamamen tersine dönecektir. Kasabada gün geçtikçe birbirinden esrarengiz cinayetlerin meydana geldiğini fark eden Barnes, yaşananları araştırmaya çalışırken ortada bir seri katil olduğunu fark eder. Bir de bu seri katilin eşine zarar vermesiyle birlikte Barnes, kendisini son derece tehlikeli bir kovalamacanın içerisinde bulacak ve ne olursa olsun seri katili yakalamaya çalışacaktır.
Uzun yıllar boyunca bir sanatçı olarak New York’ta yaşamaya çalışan ancak en sonunda bunun pek de kolay olmadığını fark eden Jake (Josh Lawson), artık işini bırakmaya ve memleketi Ohio’ya dönmeye karar verir. New York şehrinde geçireceği son günü, buradaki üç eski arkadaşıyla geçirmeye karar veren Jake’in amacı; şehri terk etmeden önce arkadaşlarıyla birlikte aynı gençlik yıllarındaki gibi eğlence dolu bir maceraya yaşayabilmektir.
Tüm Manhattan’ı baştan sona talan edecekleri bir gezintiye çıkacak olan Jake, her ne kadar arkadaşlarıyla birlikte kendisini 20’li yaşlarının başındaymış gibi hissetse de; kısa süre sonra aslında bundan çok uzak olduğunu fark edecektir. Geçirdikleri gece boyunca hem eski kız arkadaşıyla, hem de geçmişten gelen birkaç anıyla karşılaşan Jake; artık hayatı çoktan kaçırdığını fark edecektir. Büyümüş olmanın verdiği acı gerçeklerle yüzleşen Jake ve arkadaşları, mükemmel olduğunu düşündükleri anılarının aslında pek de o kadar ihtişamlı olmadığına karar verecektir.
1980’li yıllarda henüz genç bir çocukken büyükbabasının (Tom Courtenay) savaş hikayelerini dinlemekten büyük bir keyif alan Jack’in yapmaktan en çok hoşlandığı şey büyükbabasıyla vakit geçirmektir. Ancak yıllar sonra hem kendisinin hem de büyükbabasının yaşının ilerlemesi nedeniyle Jack (Rafe Spal), günün birinde büyükbabasının Alzheimer hastalığına yakalandığını öğrenir. Her ne kadar başlarda Jack ve ailesi büyükbabanın bakımını üstleniyor olsa da kısa süre sonra onun hastalığının ilerlemesi, aileye sadece tek bir şans bırakmıştır. Büyükbabayı huzurevine yerleştirmek.
Bir gün ailesiyle birlikte büyükbabasını Bayan Dandy’i isimli bir hemşirenin gözetimi altında, bir huzurevine yerleştiren Jack; her ne kadar başlarda büyükbabasının bakımının sağlanacağı için bu karardan memnun olsa da, kısa süre sonra bu durum değişmek üzeredir. Çünkü günün birinde büyükbabasını ziyarete giden Jack, Bayan Dandy’nin aslında hiç de göründüğü gibi olmadığını fark edecek ve büyükbabasının bu huzurevinden çıkarabilmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.
Erdemli bir komutan kendi kaderini tayin ederek Töton Şövalyeleri ve Kutsal Roma İmparatorluğu ordularına savaş açar.
Beş talihsiz yabancı, bir servet değerindeki büyük ikramiyeyi kazanan piyango biletlerini tehlikeli bir mafya babasından geri almak için güçlerini birleştirir.
1980'li yıllarda tek başına kalan Bumblebee henüz çok gençtir. Nereye gideceğini bilemeyen ve kimsesi olmayan sarı autobot Bumblebee 1987 yılında sürekli kaçmakta ve saklanmaktadır. Bu süreçte güvenli liman olarak sakin bir Kaliforniya sahil kasabasına sığınmıştır. Charlie ise 18 yaşına basmak üzere olan bir genç kızdır. Bir gün Bumblebee'yi harap halde keşfeder. Çalışma ihtimali olan bir külüstür gördüğünü zanneden genç kadın onu tamir etmek için kolları sıvar. Bumblebee'yi atölyesine götüren ve üzerinde çalışmaya başlayan Charlie, amacına ulaştığında ise bu arabanın sıradan bir "tosbağa" olmadığını keşfeder. Bumblebee ile arkadaşlık kuran Charlie, en yakın arkadaşına dönüşen autobotu peşindeki "decepticon"lardan koruyabilmek için onunla birlikte bir maceraya atılacaktır.
Evliliğinde tutkuyu yitiren bir gazeteci, mesafeli ancak sevgi dolu eşi ile hayatına yeniden giren, kendisinden yaşça küçük eski erkek arkadaşı arasında bir seçim yapmalıdır.
Depresif hemşire yardımcısı Ruth Kimke’nin sakin hayatı evinden bilgisayarı ve büyükannesinin yadigarı gümüş (çatal-bıçak) takımının çalındığı bir soyguna kurban gitmesiyle bir anda sarsılır. Zaten boşlukta olan Ruth artık kendine yeni bir amaç edinmiştir, kendisini soyan hırsızların peşine düşecek ve onları bulup cezalarını verecektir. Bu arayışa tuhaf komşusu Tony de eşlik eder. Ancak kısa bir süre sonra boylarını aşan bir durumla karşı karşıya olduklarını anlarlar. Karşılarında oldukça tehlikeli suçlular vardır.
Yaz tatili boyunca, 14 yaşındaki Darious, otoriter babası Malcolm ile yaşadığı çalkantılı olaylar ve gizemli serseri Porter ile arasında gelişen akıl hocalığı sayesinde erkekliğinin sınırlarını keşfeder. Darious, Porter'ın gerçek kimliğini öğrendiğinde, iki adam arasında ailesini parçalayacak ve güvenliğini tehdit edecek bir çatışmanın içine sürüklenir.