Amy Whittaker, Avrupalı kadınların IŞİD'e katılmasını araştıran bir gazetecidir. Konuyu daha fazla araştırmak için 'Melody Nelson' adını kullanarak sahte bir Facebook profili oluşturan Amy, Suriye'de yaşayan IŞID savaşçısı olan Bilel ile iletişim kurar. Günlük olarak Bilel ile konuşmaya başlayan Amy, gizlice konuşmalarını kaydeder. Artık Bilel ile iyice bağ kuran Amy, konuşmalarında araştırması ile ilgili sınırları zorlamaya başlar. Genç kadın bir süre sonra Bilel ile konuşmalarının kendisi için büyük bir tehlike oluşturmaya başladığını fark eder.
Bir yılbaşı gecesi Sebastian adındaki bir genç, elinde silahla bir TV stüdyosunu basar. İki kişiyi rehin alan Sebastian’ın ne istediğini kimse bilmez. Mesajını canlı yayın yoluyla ulaştırma isteği, polisler ve tarafından engellenir. Gece ilerledikçe Sebastian ve rehineler arasında beklenmedik bir bağ oluşur.
Izzy, kendi kuaför salonunu işleten ve fikirlerini söylemekten çekinmeyen genç bir kadındır. Onun hayatı, evlenmek üzere olan Prens Thomas'ın düğününde çalışma fırsayı yakalamasıyla bambaşka bir hal alır. Bu süreçte Izzy ve prensin arasında beklenmedik bir kıvılcım oluşur. Bu durum Izzy ve Prens Thomas'ın kendi kaderlerinin kontrolü ellerine alıp, kalplerinin sesini dinlemelerini gerektiğini öğrenmelerini sağlar.
Bu belgeseli bir süre önce Hristiyan Kilisesinin eşcinselliğe karşı açtığı savaşta kullandığı bir programı her yönüyle ortaya sermektedir. Sloganları ‘’Eşcinselliği Dua İle Uzaklaştır’’ olan bu programa bir an da inanılmaz derecede katılım olur. Sadece Amerika değil dünyanın her yerinden, her yaşta ve her cinsiyette kişi bu programa bir şans vermek ve neler olabileceğini görmek için dünyanın dört bir yanından akın ederler.
Hapisten çıkmanın yolunu arayan Sully, başkanın verdiği, eski dağlara gidip Aztek’lerin kayıp hazinesini bulmasına yardımcı olacak tılsımın parçalarını bulup birleştirip onu tekrardan başkana getirme görevini ilk başta kabul etmese de o, hapisten kaçarlar ise başlarına daha çok dert alacağını düşünür. Başkanın verdiği görevi isteksiz bir şekilde kabul ederler. Hikâyemizin hikâye-zamanı son-baş-son olarak ilerlediği için, ilk sahnelerde gösterilen adamların aslında Sully’nin takım arkadaşları olduğunu anlıyoruz. Aztek tılsımı parçalarını birleştirme çalışan takımımız, yolda birçok tehlike ile karşılaşıyor. Bunlardan birisinde Sully bir kadına âşık oluyor. Bizim ekibimiz görevi aldıktan sonra, eski bir arkadaşlarını görmeye başka bir şehre giderler.
Nakam grubu önce yakaladıkalrı Nazi subaylarını ve Nazi askerlerini ve Nazilere yardım ve yataklık eden kişileri hedef alırlar. Bu kişileri tek tek infaz edip özellikle ağaçta sallandıran ve göğüslerine Nakam yazısı takan grup hızlı bir süre içinde Almanya’da Naziler dışında korku salan bir isim haline gelir. Fakat Nakam bir müddet sonra iyice ileriye gitmeye başlar ve soykırım ile alakası olmayan masum Alman halkını da hedef alır. Çocuk ya da kadın demeksizin masum halkı kurşundan geçirmeye başlayan Nakam grubunun asıl planları yani Plan A dedikleri korkunç bir planları bulunmaktadır ve bu plan henüz hayata geçirilmemiştir. Fakat Nakam grubu bu planı hayata geçirmek için harekete geçmişlerdir.
Filmin baş rollerinde; Olivia Cooke, Fra Fee, Frankie McCafferty, Chris Walley, Ben Hardy, Daryl McCormack bulunmaktadır. Film eleştirmen ve izleyicilerden aktörlerin oyunculuklarının başarılı olduğu yönünde olumlu eleştiriler almıştır. Filmde annesinin intikamını almak için bir soygun yapan genç kızın başına gelenler anlatılmaktadır. Pixie yaşadığı kasabadan ve suçlarla dolu geçmişi olan ailesinden kurtulmak istemektedir. Bunu kasabada bir soygun yapıp hem maddi olarak kurtulmayı hem de kasabadan kaçarak yaşam tarzından kurtulmayı planlamaktadır. Planı iki çete üyesi genci yüksek karlı bir uyuşturucu çetesinden para çalıp kaçmaktır. Her şey babası (Colm Meaney) ve eski bir papaz olan McGrath (Alex Baldwin) arasındaki düşmanlık hararetlenince bozulur.
Polisiye yazarı Grace Miller, bir katilin içgüdülerini romanlarına çok iyi yansıtır. Kız kardeşinin cinayetini çözmek için bu uzmanlığına her yönüyle ihtiyaç duyacaktır.
Thrashers, kötü çocuk imajına sahip olmaya odaklanmıştı ve herkesi kızdırmak ve mavi yakalı kasabanın kalbini kazanmak lazımdı. Genç GM tarafından imzalanan ilk oyuncu Brent Gretzky'ydi evet, hokey tarihindeki en iyi kardeş ikiliye dört puanlık bir katkı sağladığı bilinen eski NHLer. Bu ve operasyonun arkasındaki adamın gülünç yaşı, onları ligin alay konusu yapmalıydı ve bir şekilde UHL'deki en iyi takımlardan biri oldular.
Profesyonel hokeydeki ilk yılında yaklaşık 400 dakika ceza alan ve yoluna çıkan herkesin kafasını oymak için elinden gelenin en iyisini yapan tanınmış bir hokey delisi olan Jon Mirasty'ye sahiptiler. Eski bir Buffalo Sabres, New York Rangers ve Thrashers ile geçirdiği bir yılda 289 ceza dakikası olan Atlanta Thrashers ağır sikleti Rumun "Nijeryalı Kabus" odur. Gösterinin yıldızlarından biri, 2002-03 sezonunda Elmira ile 576 penaltı cezası alan Kanadalı sert adam Brad Wingfeld'di. Diğer kliplerin yanı sıra, bacağının yanlış yönü gösterdiğini, dayanılmaz bir acı içinde çığlık attığını ve farklı bir hokey olayından kalan kayıp parmağının bir kısmını gösterdiler. Böylece burada hangi takımı kurmaya çalıştıklarını söylemeye başlayabilirsiniz.
Christy kadınların boks yapmasının yasak olduğu hatta akıllara dahi gelmediği dönemde kendisini boks eldivenlerini takarken bulur. Christy, Batı Virgina bölgesinde hem de oldukça küçük bir kasabada büyümüş olmasına rağmen orada dahi yeteneği ve sabrı ile kendinden söz ettirmeyi başarmıştır. Christy boks yapmak istiyordu ve bunun içinde en alttan başlamıştı. Christy bazı ilk etap maçlarını kazandıktan sonra artık kendi cinsel tercihini saklamak zorundaydı ve bu yüzden de uzunca bir süre onun tercihlerini hiç kimse gerçekten bilmeyecekti.
Azimli ve boks camiasında bir yer edinmeyi aklına koymuş olan Christy sonunda antrenör Jim Martin’i onu çalıştırması için ikna eder. Bu ikilinin aralarındaki yaş uçurumuna rağmen kısa sürede aralarında bir aşk ilişkisi de başlar. Sonrasında Christy, Don King’in onu fark etmesiyle Christy için hayat tamamen değişti. Christy artık Kömürcünün Kızı olarak dünya çapında tanınmaya başlayan bir kadın boksör oldu. Ancak Christy elde ettiği başarıları kaldıramadı ve hayatını başka şeylerin mahvetmesine izin verdi. Yaşadığı korkunç olaylar Christy’i madde bağımlılığından daha birçok şiddet olayına sürükledi. Artık Christy eskisi gibi ünlü değildi ve artık hayatın dibinde bir yerdeydi. Bu noktadan sonra bile kendini toparlamayı başaran Christy bu belgesel yapımda aslında neler olduğunu ve hayatının değişimine neden olan olayları tüm gerçekliği ile anlatmaktadır.