İkinci Dünya Savaşı'nın eşiğinde, Norveçli genç bir adamın Nazilere direnme azmi hem kendisinin hem de ülkesinin geleceğine yeni bir yön verir.
Bir savcı, görevine son verilen bir polis memurundan yardım ister ve ona bir banka soygunu vakasını çözmesi karşılığında eski hayatına geri dönme fırsatı sunar.
New York'ta kariyerine odaklanmış bekar bir kadın, hayatını büyük ölçüde işine adamıştır. Ancak, bu düzenli ve tekdüze hayatı, eski erkek arkadaşının çalıştığı şirkete iş başvurusu yapmasıyla altüst olur. Kadın, New York'un rekabetçi iş dünyasında başarılı olabilmek için her şeyini verirken geçmiş ilişkilerinin gölgesiyle de yüzleşmek zorunda kalır. Eski erkek arkadaşı, artık kendi işine odaklanmış bu kadının çalıştığı firmadan hizmet almak istediğinde, geçmişte yaşadıkları tüm duygu ve hatıralar yeniden gün yüzüne çıkar. Oldukça duygusal ve karmaşık bir durumda kalan kadın, hem iş hayatını hem de duygularını dengelemeye çalışır. Bu beklenmedik karşılaşma, kadının kendisi ve seçimleri üzerinde derin düşünmesine neden olur ve kariyeri ile kişisel hayatı arasındaki çizgilerin nasıl bulanıklaştığını gözler önüne serer. Film, izleyicilere zorluklarla dolu bir romantik hikaye sunarken aynı zamanda iş dünyasının acımasız yönlerini ve insan ilişkilerinin hassas dengelerini de başarılı bir şekilde yansıtır. Bu yapım, izleyiciyi geçmişin izlerinden kurtulmanın ve yeni başlangıçlar yapmanın ne kadar zor ama aynı zamanda ne kadar gerekli olduğuna dair düşündürür. Film, izleyicilere hem düşündürücü hem de duygusal anlar sunarak bu kadın karakterin hikayesini takip etme fırsatı verir.
Bir profesör ile yetenekli öğrencisi arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Yetenekli bir genç yazar ve profesörü ikisini de giderek karmaşıklaşan bir ağın içine sokan bir proje için görevlendirince, yaratıcı bir yolculuğa çıkar. Çizgiler bulanıklaşırken ve hayatları iç içe geçerken, profesör ve öğrencisi, bireysel amaç duygularını ve en değer verdikleri şeyleri korumaya çabalarken en karanlık benlikleriyle yüzleşmek zorundadır.
Hayallerinin erkeğiyle yeniden bir araya gelmeyi uman Layla, Pentatonix'in kapalı gişe Noel Arifesi konserine bilet bulmak için New York'un altını üstüne getirir.
Bir oyuncu olmak için can atan Maxine Minx, X filminde yaşananlardan sonra 1980'lerin Los Angeles'ına ulaşabilmek için yolunu üne doğru çevirir.
Martha Stewart'ın olayları ilk ağızdan aktardığı bu samimi belgesel, yaşam tarzı ikonunun durdurulamaz yükselişini, ani düşüşünü ve güçlükle başardığı geri dönüşünü konu alıyor.
Baron, yakın zamanda hapse atılmıştır. Burada, firar konusunda bilgi ve deneyim sahibi hücre arkadaşı Otis ile dostluk kurar. Hapishaneden kaçış planları, bu yeni arkadaşlık sayesinde farklı bir boyut kazanır...
Bu kısa belgeselde otizmli bir genç, bir harf panosu kullanarak sesini ilk kez duyuruyor ve kendini ifade edebildiği neşe dolu bir dünyaya adım atıyor.
Sessiz bir Arizona kasabasındaki polis şefi, birdenbire aynı adı taşıyan iki kadının arka arkaya öldürülmesiyle karşı karşıya kalır.