Gazeteci olan Ebru, bir ruh sağlığı merkezinde akıbeti belli olmayan kayıp kadın hastabakıcıları haberlerini araştırmak için bir plan yapar ve ruh sağlığı merkezinde hastabakıcı olarak işe başlar. Yaptığı planın önceleri işe yaradığını düşünen Ebru bir anda kendisini bir hasta olarak bulur. Artık burada diğer hastalar gibi tedavi görüyordur. Ancak Ebru, daha önceden haberin kaynağı ile ilgili olabileceğini düşündüğü fotoğrafı paylaştığı, Kerem’in bu fotoğrafı detaylı olarak soruşturması nihayetinde, ruh sağlığı merkezinde yıllar öncesine dayanan, sırlarla dolu olayların gizemi ortaya çıkmaya başlar. İkilimizin bu izbe yerdeki gerilim ve korku dolu zor yolculuğu başlamıştır.
Yıllar önce kızlar yurdunun kapısının önüne bırakılan Burcu bebek, yurdun sahibesi Zahide tarafından evlatlık alınmış, çaresi bulunmayan bir beyin hastalığı olduğu düşüncesiyle 20’li yaşlarına kadar insanlardan uzak bir şekilde kilitli kapılar ardında büyütülmüştür. Konuşamaz ve vahşi bir hayvan kadar hırçındır. Yurtta kalan kız öğrencilere zarar vermemesi için Zahide onu odasından dışarı çıkarmasa da onun tüm yurdu saran çığlıkları, yurttaki kızların geceleri birbirlerini korkutmak için anlattıkları ve Burcu’nun içinde cin olduğunu iddia eden korku hikayelerine konu olmaktadır. Yurda yeni kayıt yaptırmış olan Kübra, kendisine karşı üstünlük kurmaya çalışan Funda ve arkadaşlarının zorbalıklarıyla zor günler geçirmektedir. Birkaç yıl önce annesini doktorların hatasıyla ameliyat masasında kaybetmiş, başka insanların kendisi gibi acı çekmesini istemediğinden de üniversitede hemşirelik bölümünü seçmiştir.
Tek bacakla doğan ancak yılmaz ruhu ve kırılmaz azmi sayesinde tüm zorluklara meydan okuyup hayallerini kovalayan Anthony Robles'ın ilham verici gerçek hikâyesi.
1860'lı yıllarda, son derece bağımsız olan Fransız-Kanadalı Vivienne Le Coudy, Danimarkalı göçmen Holger Olsen ile birlikte, Nevada'nın tozlu Elk Flats kasabasında bir hayat kurma yolculuğuna çıkar. Holger, büyüyen İç Savaşta Birlik için savaşmaya gitmeye karar verdiğinde, Vivienne kendine yetmek zorundadır; bu, yolsuz bir belediye başkanının kontrolündeki bir kasabada kolay değildir.
Gerçek bir olaydan uyarlanan filmde, 1973 yılında Roma’da 16 yaşındaki John Paul Getty’nin (Charlie Plummer) kaçırılması ile başlayan olaylar, anne Gail Harris’in (Michelle Williams) oğlunun multimilyoner büyükbabasından fidye parasını istemesi ve büyükbaba Getty’nin (Christopher Plummer) bunu reddetmesi ile gelişir. Serveti torunundan daha değerlidir ve kuruşunu kaybetmeye niyeti yoktur. Umutsuzca çırpınan Gail bundan sonra oldukça öfkeli ve saldırgan bir tutum içerisine girer ve gerçek sevginin karşısında zamana karşı bir yarış başlar.
Maja nişanlısını eve getirdiğinde, geleneksel ebeveynleri mandıralarındaki krizin ortasında kültürel ön yargılarını aşmak zorunda kalır. Acaba aşk bunun üstesinden gelecek mi?
Vaiz olan bir asker olan Munro, ilk İngiliz sömürgecilere hizmet etmek için Yeni Zelanda'ya gelir ancak güçlü şef Maianui tarafından farklı bir amaca hizmet etmesi için dönüştürülür.
Yas tutan bir kadının ıssız bir ormanda karşılaştığı katil, kendisine felç edici bir ilaç enjekte eder. Vücudu işlevini kaybederken, kadının ölüm kalım mücadelesi başlar.
Dominique, geçmişindeki karanlık anılardan sıyrılarak Güney Amerika’da yeni bir başlangıç yapmayı hedefleyen yetenekli bir suikastçıdır. Ancak, vardığı kasabanın şiddet ve yolsuzluk sarmalında olduğunu fark etmesi uzun sürmez. Polis ve mafyanın acımasız tehditleriyle kuşatılmış durumda kalan Dominique, ya kendi hayatını kurtarmak ya da olayların ortasında kalan masum bir aileyi korumak arasında zor bir seçimle karşı karşıya kalır.
Onlarca yıla yayılan ve farklı kıtaları kapsayan romantik ve heyecan verici "Dokunmak" adlı bu hikâyede, bir adamın 50 yıl önce ortadan kaybolan ilk aşkını, vadesi dolmadan bulmak için çıktığı duygusal yolculuğu konu alıyor.