40 yaşındaki hemşire Lucia, çalıştığı hastanede yaşanan birtakım gizemli ölümlerden sonra hastane yönetimi tarafından suçlanır ve durum polise bildirilir. Hırslı bölge savcısı yardımcısı Judith davaya müdahil olur ve Lucia ömür boyu hapse mahkum edilir. Ama bir şeyler Judith'i rahatsız etmektedir. Durum ümitsizliğini korurken medya da konuya dahil olur ve Hollanda tarihinin en büyük adalet skandalı önlenir. * "Suçlu profili" yakıştırmasına müsait bir hemşire üzerinden muhteşem bir medya eleştirisi sunuyor bize film. * Menfaatler uğruna insan hayatının nasıl hiçe sayıldığının ve bir günah keçisinin hemen şekillendirilmesi ve kabul ettirilmesi ne kadar kolay! * Gerçekten çok etkileyici hatta sinir bozucu bir film toplumda oluşturulan linç kültürü, hastane ve adalet yöneticilerinin birbirlerini kollama sevdası bir hayatı resmen ziyan etmiş... kesinlikle izlemenizi öneririm!
Aşkta hüsrana uğramış iki yabancı, bir çeşmeye para attıktan sonra birbirlerini rüyalarında görmeye başlar. Ancak kavuşmak için yalnızca bir haftaları vardır.
Fouad Mikati'nin yönetmenliğini yaptığı korku filminin başrolünde Gone Girl ile herkesi kendine hayran bırakan Rosamund Pike var. Daha önce tanışmadığı bir adamla randevulaşan filmin baş kahmaranı hemşire, randevulaştığı adamın bahsettiği kişi olmadığını anlayacaktır.
1981 İnanılmaz dürüst ve ilkeli Vergi Memuru Amai Patnaik, vergi kaçakçılarını çökertmek için ne gerekiyorsa yapacak ve son 7 yılda 49 kez transfer edildi. Eyaletteki en zengin ve en etkili insanlardan biri hakkında isimsiz bir bilgi aldığında, Amai bunun Hindistan vergi servisi tarihindeki en zor ve en uzun baskın olacağını henüz bilmiyor - daha az kurnaz olmayan bir rakiple karşılaştı. ve inatçı
Film, psikolog Dr. William Moulton Marston'un 'Wonder Woman' karakterini yaratırken esinlendiği gerçekleri anlatıyor. Marston'un feminist süper kahramanı sansürcüler tarafından 'cinsel sapkınlığından' ötürü eleştiri alırken, o aslında kendini yok edebilecek bir sırrı saklıyordu. Marston'ın, 'Wonder Women' karakteri için ilham aldığı 2 kadın vardı. Biri eşi Elizabeth Marston, diğeri ise hep birlikte yaşadıkları sevgilisi Olive Byrne. Bu düzen karşıtı güçlü iki kadın, Marston ile birlikte insan davranışları üzerinde çalışırken bir yandan da gizlilik içinde bir hayat sürüyorlardı.
19. yy sonlarında Londra’da Robert Angier, sevgili eşi Julia McCullough ve Alfred Borden hem arkadaştırlar hem de bir sihirbazın asistanlarıdırlar. Bir gösteri esnasında Julia ölünce Robert, onun ölümünden Alfred’i suçlar ve birbirlerine düşman olurlar. Zaman içinde ikisi de hem ünlü olurlar hem de rakip sihirbazlara dönüşerek birbirlerinin sahne üstünde performansını sabote etmeye kalkışırlar. Alfred başarılı bir hile yapınca Robert, rakibinin sırrını çözmek konusunu takıntı halinde getirir ve trajik olaylar birbirini kovalar.
Gerçek olaylara dayanan film 2011 yılında Malezya kraliyet donanması olan Paskal ekibinin Somalili deniz korsanları tarafından kaçırılan bir gemiye yaptığı kurtarma operasyonunu anlatıyor.
Fiona, miyop Teyzesi Martha'ya yardım etmek için ilk kez Paris'i ziyaret eder. Felaketler birbirini izler, özellikle de hissettiği hiçbir duyguyu ya da düşünceyi dile getirmekten korkmayan evsiz bir adam olan Dom'la ilgili olaylar.
Gralton, ABD'de 10 yıl süren bir sürgünün ardından evine, İrlanda'ya döner. İrlanda iç savaştan çıkmış ve yeni hükümet çiftçilere, işçilere ve genç insanlara umut olmuştur. Jimmy, insanların tekrar eski günlerdeki gibi özgürce dans etmeleri, müzik, sanat ve edebiyatla iç içe yaşamaları için geçmişte olduğu gibi halk salonunu tekrar kurmaya karar verir. Ancak Jimmy’nin 10 yıl önce ülkeden sürgün edilmesinin sebebi, tam da bu halk salonudur.
Dedektif Gil-dong'un annesi, o küçükken gözlerinin önünde öldürülmüştür. Sonunda annesini öldüren kişinin izini bulur ve evine gider. Ancak eve girdiğinde, evde sadece adamın torunlarının olduğunu görür. Adam kaçırılmış ve çok güçlü ve tehlikeli bir suçlu tarafından esir tutulmaktadır. Şimdi Gil-dong, adama ulaşmak için çok daha tehlikeli bir yoldan geçmek zorunda kalacaktır.