Sevgilisi Mary Jane'den ayrılan Peter ona gerçek kimliğini açıklayıp açıklamamak arasında kaldığı için oldukça zor bir dönem geçirmektedir. kararsızlık içine düştüğü bu esnada Mary Jane'in, patronun oğlu John'la birlikte olmaya başlaması iyice canını sıkar. Bunlara, halasının mali sıkıntıları ve hayattaki tek dostu Harry Osborne'un, babasının ölümünden kendisini sorumlu tuttuğu için Peterdan uzaklaşması onu depresyonun eşiğine getirmiştir. Bu esnada, yeni düşmanı Doktor Ahtapot'un ortaya çıkmasıyla Peter Parker'ın hayatı içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.
Süper kahraman serisinin yeniden çekilen bu filminde, lise öğrencisi Peter Parker, baş düşmanı Kertenkele'yle karşılaşırken yeni güçlerini ustaca kullanmayı öğrenir.
Sene 1984. İngiltere, Margaret Thatcher’ın muhafazakar politikalarının etkisi altındadır. Bu politik atmosfer içinde ezilen başlıca gruplardan biri eşcinsellerdir. Ancak en az onlar kadar baskı altında olan bir grup daha vardır; maden işçileri! İlk bakışta hiçbir ortak noktası yokmuş gibi gözüken bu iki grup birbirine yardımcı olabilecek midir? Onur (Pride) lezbiyen ve gey aktivistlerin güçlerini maden işçileri ile birleştirerek, hem politik engelleri, hem de ön yargıları aşmalarının gerçek ve renkli hikayesini anlatan, harika bir İngiliz Sineması örneği.
Londra'daki ABD Büyükelçiliği'ne kısa bir süre önce tayin edilen Kate Abbott adlı bir gizli servis görevlisi (Milla Jovovich) bombalı bir saldırıdan son anda kurtulduktan sonra saldırının sorumluluğunun üzerine yıkıldığına şahit olur. Aynı zamanda New York'ta Times Mydanı'nda yapılması planlanan bir saldırıdan haberdar olur. Kate onu yakalamak isteyen görevlilerden kaçmak, bir yandan da adını aklayıp terörist saldırıyı durdurmak için zamanla yarışmak zorundadır.
Bu, üç genç kızın Tayland'da bir yaz geçirirken yaşayacakları hayatlarının macerası olmalıydı. Ancak maceraları hızla bir kabusa dönüştüğünde, üçlü sadece aklında tek bir şey olan cinayete kurban giden bir çocuğun ruhunu serbest bıraktılar.
Bu üç genç kızın hayallerindeki yaz tatili, Güneydoğu Asya'nın muhteşem güzelliklerini keşfetmek ve yeni deneyimler yaşamak üzerine kuruluydu. Fakat hayalleri, hiç beklemedikleri bir anda, çok daha karanlık ve korkunç bir duruma dönüştü. Kâbuslarına neden olan bu trajik ruhun hikayesi insanın kanını donduracak cinsten.
Bir tapınakta karşılaştıkları, ölümünün ardından huzur bulamamış bir çocuğun ruhunu serbest bıraktılar. Bu masum ruh, ölümünün ardından sadece tek bir şey düşünüyordu. Kendisini ölüme götüren trajediyi intikam alarak sonlandırmak...
Bu, bir anlık hata sonucunda tatilin korkunç bir kabusa dönüştüğü bir hikaye. Sıradan bir yaz tatili, bir anda hayatlarının en büyük macerasına ve aynı zamanda en korkunç kabusa dönüştü. Kendi hayatlarını riske atarak, bu çocuğun ruhunu huzura kavuşturmak zorunda kaldılar ve belki de hiç beklemedikleri bir şekilde, kendilerini ve diğerlerini kurtardılar.
6 yabancı ve gizemli bir odada yaşanan esrarengiz olaylar. Adından anlaşıldığı üzere Escape Room, günümüzün popüler oyunlarından biri olan kaçış odasını referans alıyor. Psikolojik gerilim türündeki film, hiç beklemedikleri anda bir odada kilitli kalan 6 yabancının hayatta kalma mücadelesini gözler önüne seriyor.
Barry yetenekli bir tamirci ve iyi bir aile adamıdır, fakat zombi kıyametiyle hayatı paramparça olur. Kız kardeşi Brooke gaz maskeli asker kıyafetli üzerinde psikolojik deneyler yapılmış adamlarca kaçırılır. Barry kaçış planı hazırlarken Barry’de hayatta kalan arkadaşı Benny ile bir takım oluşturarak Avusturalya’nın zorlu ormanlarında bir savaş vermeye hazırlanmaktadır.
Luke, Markus Kane için çalışan bir suçludur. Markus, Luke'dan bir bankayı soymasını ister. İşi kabul eden Luke soygun esnasında istemeden de olsa bir banka görevlisini öldürür. Federal bir suç işlediği için özelleştirilmiş Ada Hapishanesine gönderirilir. Mahkumları ölümüne dövüştüren büyük bir bahis şebekesinin kurulu olduğu bu vahşi hapishanede, Luke er ya da geç bu sistemin bir parçası olmaya zorlanır. Jason Statham’ın başrolünü oynadığı 2008 yapımı Ölüm Yarışı filminin öncesini anlatan film, efsane sürücü Frankenstein'ın hikayesini sunuyor.
Oyunda Öldüysen Gerçekten Öldün Demektir!Bir arkadaşlarının acımasızca öldürülmesinin ardından bir grup genç kendilerini 17. yüzyılda "Kanlı Kontes" olarak bilinen bir asilzadenin tüyler ürperten gerçek yaşam hikayesinden esinlenilerek hazırlanmış hayatta kalabilmeyi amaçlayan korku dolu bir video oyununda hayatta kalma mücadelesi verirken bulurlar. Oyunda ölenlerin gerçek hayatta da öldükleri bu oyun hakkında hiçbir şey bilmeyen gençler oyunu oynamaya başlarlar. Çok geçmeden oyunda canlandırdıkları karakterler gibi aynı yöntemlerle teker teker öldürülmeye başlarlar. Oyun dünyası ve gerçek dünya arasındaki çizgi hızla yok olurken gençler acımasız ve gaddar Kanlı Kontes'I yenmek ve bu arada hayatta kalmanın bir yolunu bulmak zorundadırlar.
Francesca Eastwood ve Taryn Manning’in banka soygunu yapmak zorunda olan iki kız kardeşi canlandırdığı The Vault‘ta gittikleri bankada başlarına gelen gerilim dolu ve gizemli olaylar konu ediliyor.