Heyecanla heykeltıraş olmayı arzulayan genç bir adam, duvardaki konuşan bir deliğe aşık olur. Bu sıradışı ve anlaşılamaz bir durumdur, fakat durum sıra dışı olduğu kadar ilginç de bir hal almaktadır. Zira bu konuşan delik, bir şekilde ödül kazanmış sanat eserleri üretmeye başlar. Bu eserler, genç heykeltıraşın en yaratıcı düşlerini ve en sofistike becerilerini bile aşar. Deliğin varlığı ve özellikle ondan çıkan sanat eserleri, genç adamın sanat anlayışını ve algısını derinden etkiler. Kendi yeteneklerinden çok daha fazlasını gerçekleştiren bu gizemli deliğe karşı hissettiği büyük merakı, zamanla yoğun bir aşka dönüşür. Bu aşık olduğu delik de dahil olmak üzere hayatındaki her şeyin sanat olduğunu anlar. Bu, sıra dışı bir aşk hikayesidir; bir sanatçının, sanatının kaynağı olan ve kendisini aşan bir deliğe duyduğu aşktır.
Fransız yazar Jules Verne'in ilk kez 1870 yılında yayımladığı Vingt Mille Lieues Sous Les Mers (Denizler Altında Yirmi Bin Fersah) adlı bilimkurgu romanından uyarlanmıştır.
Madenci Li Kung ve karısı Ah Ni köyün yakınlarında yaralı buldukları yabancı (Thaddeus) adama iyileşmesi için yardımcı olurlar. O da köy halkını Master Ho, Beetle Clan ve Lord Pi'ye karşı demir yumruklarıyla koruyacaktır.
2. Dünya Savaşı’nın son günlerinde, Nazi’ler çok gizli bir uzay programı sayesinde ayın karanlık yüzüne kaçarak yok edilmekten kurtulmuştur. Büyük bir gizlilik içinde yaşadıkları yetmiş yıl süresince dev bir uzay gemisi filosuyla donatılmış muazzam bir uzay istasyonu kurmayı başarmışlardır. Ancak, Amerikalı astronot James Washington aya iniş yaparken ufak bir aksilik sonucu yanlışlıkla bu sırrı ortaya çıkarır.
İngiliz özel okulunda okuyan dört genç, ormanda mühürlenmiş bir yeraltı deliğini keşfeder ve derinliklerine inerler. Delik muhtemelen on yıllar önce bir bomba sığınağı olarak inşaa edilmiştir...
Léa, Adrien ve doğuştan sağır olan küçük kardeşleri Théo, aile içi bir kırgınlık nedeniyle daha önce hiç tanışmadıkları dedeleri Paul "Oliveron"un Provence'daki evine tatile giderler. Bekledikleri tatil bu değildir, özellikle babalarının eve dönemeyeceğini duyurmasından bir gün sonra. 24 saat içinde, gençler ile onları katı biri olarak gördükleri dedeleri arasında kuşaklar çatışır. Ancak Paul'un hareketli geçmişi yeniden gün yüzüne çıkacak ve 70'lerin ruhu Alpilles'in derinliklerine kadar gelecektir. Bu olaylı yaz süresince, iki nesil birbirini dönüştürecektir. Full HD Film izlesene iyi seyirler diler.
Hayatındaki bu anlamlı işi, pilot olarak çalıştığı yerden kovulduktan ve eşi tarafından terk edildikten sonra, yeni bir iş arayışına girer. İş piyasasındaki umutsuzlukla, kendini bir kadın olarak süsleyerek iş bulmaya çalışır. Silver adlı, kadın çalışan arayan bir şirketten iş alabilmek için bu çaresizce çözüm yolunu seçer. Hedefi, yalnızca yeni bir iş bulmak değildir, aynı zamanda eski hayatını unutma ve yeniden başlama imkanı da bulmaya çalışır. Bu süreçte beklenmeyen zorluklarla karşılaşsa da, hayatını tekrar rayına oturtmak için her türlü zorluğu göğüslemeye kararlıdır. Kendini bir kadın olarak süsleyerek, iş piyasasındaki cinsiyet ayrımcılığını aşmayı ve üstesinden gelmeyi hedeflerken, hayatındaki tüm zorlukları ve karmaşayı aşmayı umar.
Henüz 10 yaşındaki Kali’nin anne ve babası ayrılmıştır. Küçük kız şimdi annesi ve üvey babası Shoumik ile beraber yaşamaktadır. Shoumik Mumbai polis departmanında da önemli bir göreve sahiptir. Bir pazar günü Kali babasıyla dışarı çıktığında, ortadan kaybolu. Hint yönetmen Anurag Kashyap’ın imzasını taşıyan film dokunaklı bir aile dramı.
Bir genç çocuğun dahil olduğu bir kaza, bir dizi olayı tetikliyor ve bu olaylar, bir Avustralya polis memurunun dünyasını alt üst ediyor. Bu trajik olay, öngörülemeyen sonuçlara yol açar. Öncelikle, neler olduğuna dair daha fazla ayrıntıyı ortaya çıkarabilmek için, karmaşık ve duygusal bir soruşturma başlatılır. Bu süreçte, polis memurunun profesyonel ve kişisel yaşamı bir anda gözler önüne serilir.
Çocuğun ailesi ve tüm toplum, yaşanan bu trajediden dolayı büyük bir şok ve üzüntü içerisindedir. Ortaya çıkan bu durum, polis memurunu doyumsuz bir suçluluk, öfke, pişmanlık ve keder cenderesine sokar. Onun dünyası, daha önce bildiği ve anladığı her şeyi alt üst eden bir kargaşaya dönüşür.
Bu süreç, polis memuruna hem kendi içindeki demonlarla yüzleşme, hem de profesyonel yeteneklerini ve etik değerlerini sorgulama fırsatı verir. Karşı karşıya olduğu bu zorluklar, onu daha da güçlendirebilir ya da tamamen yıkabilir. Bu, beklenmedik bir şekilde yaşamı değiştiren ve kendini yeniden tanımlamasını gerektiren bir durumdur. Bu çalkantılı dönemde, her şeye rağmen, doğruluk ve adalet yolunda yürümeye devam etmek zorunda kalacaktır.
Bir grup uyumsuz New Mexico kovboyu, sakat bacaklı yarış atları Kentucky derbisine seçilince, kendilerini hayatlarının macerasının içinde bulurlar. Efsane yarış atı Mine That Bird'ün bu büyüleyici gerçek hikayesinde, kovboylar Churchill Downs'a giden yolda pek çok talihsizlikle karşılaşırlar ve dünyanın en seçkin yarış atlarının yer alacağı son müsabakanın sürpriz yarışçısı olurlar. Kurtlarla Dans filminin Oscar® ödüllü yapımcısı Jim Wilson yönetmen koltuğunda (En İyi Film, 1990).