16 yaşındaki Hazel üç yıldır tiroid kanseriyle boğuşmaktadır ve kanser akciğerlerine de sıçradığı için yanında bir oksijen tüpüyle gezmektedir. Kanserli hastalar için oluşturulan destek grubunun bir terapi seansı esnasında Augustus isimli bir gençle tanışır. Augustus da beyin tümörüyle savaşmış ve bu yolda bir bacağını kaybetmiştir. İkili birlikte zaman geçirdikçe birbirlerine aşık olurlar. Akciğer tedavisi için hastaneye yatırılan Hazel'ın yanından bir an dahi ayrılmayan Augustus, sevgilisinin çok istediği bir hayali gerçekleştirmek için onunla birlikte yola çıkar. Planlarına göre Amsterdam'a gidecek ve Hazel'ın en sevdiği yazar olan Peter Van Houten'i bulmaya çalışacaklardır...
John ve Ted, Boston’da yaşamaktadır. John artık bekâr olsa da Ted, Tami–Lynn ile düzenli bir hayat kurmuştur. Evlilik sorunları yeni evlileri etkilemeye başlarken Ted ve Tami-Lynn, bir bebek yapmaya karar verirler. Massachusetts Eyaleti, Ted’in bir insan değil de bir mal oluğunu, bundan dolayı da evlat edinmeye uygun olmadığını beyan ettiğinde umutları yıkılır. Öfkeli ve kederli olan Ted, en iyi arkadaşından rica eder, hükümete dava açmasını ister.
Pek de uzak olmayan gelecekte, insan ve robotlar arasındaki bilinç yarışında, robotların bir adım öne geçtiği bir zamandayız. Öyle ki artık yapay zekanın, kendi kurallarını da yaratmaya başladığı bu zaman diliminde, robotlar da kendi türlerini kontrol altında tutmayı amaçlamaktadırlar. Diğer robotların uyması gereken prensipleri ortaya atan da yine bir robottur ve emsallerinin aksine; insanoğlunun asla ulaşamadığı bilgelik seviyesine adım atmalarına çok az kalmıştır.
İnsan türü, insan yiyen titanların tehdidi altındadır. Eren Yeager(Haruma Miura) adlı genç bir titana dönüşerek bunu değiştirmeye kararlıdır. Eren insanlığın son umududur.
Tipik Amerikan skeptik (şüpheci) bir yapıda olan Jamie bir gün aldığı bir şifreli mesaj sonucunda kaybolan kız arkadaşını bulmak için Hint Himalayaları'na doğru yolculuğa başlar. Gittiği yerde tuhaf ve enteresan güçlere sahip bir guru'nun yönettiği gizemli bir topluluk ile karşılaşır. Keşfettiği bu gizemli topluluğun insanlarını daha yakından tanımaya başladıkça bazı sırlara da ulaşır.
Jamie, bu gizemli dağın içinde reenkarnasyonun sırları ve başka boyuta ait bir kapı olabileceğini fark eder.
Hindistan’dan siyasi kargaşalar yüzünden göç etmek zorunda kalan Kadam ailesi Fransa’ya yerleşerek Michelin yıldızlı ünlü bir restoranın tam karşısında bir Hint restoranı açar.
Öfkenin iliklere işlediği, dengenin her daim hassas olduğu bir toplumda, aşkların, nefretin ve intikam duygusunun hüküm sürdüğü birbirinden bağımsız bireylerin öykülerini taşıyor perdeye Asabiyim Ben. Satın alınan şereflerin gölgesinde, insanların kanunlar karşısında çaresiz ve öfkeli olduğu bir dünyaya ait altı farklı hayat hikayesi dikiyor karşımıza. Yolsuzluğun ve yozlaşmışlığın hüküm sürdüğü bir ülkede, kana bulanan muhteşem düğünler, ölüme yürüyen danslar, telleri iyiden iyiye gevşeyen sinirler ve bu yoldan çıkmışlığı tasvir eden "eğlenceli" öyküler.
Jamie, Dylan’ı bir işi kabûl etmesi için ikna edince, birbirlerine ne kadar benzediklerini anlarlar. O kadar çok başarısız ilişki yaşamışlardır ki, ikisi de aşktan vazgeçip eğlenceye odaklanmışlardır. Aşkın filmler tarafından pompalanan bir masal olduğuna inanmışlardır. Arkadaşlıklarına duygulara yer vermeyen bir cinsellik katarlarsa ne olacağı konusunda bir deneye girişirler.
Küçük Hadji savaş sırasında Çeçen köyünde yaşayan bir çocuktur. Gözleri önünde anne ve babası öldürüldükten ve ablasını kaybettikten sonra Hadji de köydeki bir grup insanla birlikte yollara düşer. Mülteciler hep birlikte köyden kaçarken küçük çocuk kendini şehir merkezinde bulur. Carol ise Avrupa Birliği'nin Heyet Başkanı olan başarılı bir kadındır. Bölgede görevli olan Carol, küçük Hadji ile kaçtığı yerde karşılaşır ve onu koruma altına alır. Bu sırada Hadji'nin ablası Raissa da tüm imkanlarıyla kardeşini aramaktadır. Hikayenin bir diğer kahramanı olan Kolia ise 20 yaşındaki bir Rus gencidir. Kolia esrar taşırken yakalanıp orduya asker olarak gönderilince dünyanın daha önce hiç görmediği bir yanıyla tanışacaktır.
Lester Burnham, çevresindeki insanlar tarafından sevilmediğini ve horgörüldüğünü düşünmektedir. Karısı Carolyn, bunca yıllık evliliklerinden sonra sanki ondan nefret eder gibi davranmaktadır. Kızı Jane, onu küçük görmektedir. Patronu ise sürekli onun girişimlerini baltalamaktadır. Yıllardır gizlemekte olduğu tutkuları sonucunda Lester, hayatında birkaç küçük değişiklik yapmaya karar verir. Böylelikle orta yaş krizini de kolaylıkla atlatabileceğine inanmaktadır. Aldığı kararlar sonucunda giderek özgürleştikçe ve mutlu olmaya başladıkça karısıyla kızını daha çok sinirlendirmeye başlar.