Kuzey Atlantik’te seyir halinde bulunan, 800 kamaralı, 13 güverteli Poseidon gemisi yılbaşı eğlencesi için hazır durumdadır. Balo salonunda toplanan kalabalık birazdan başlarına gelecek felaketten habersiz eğlenmektedir. 30 metreyi aşan bir dalga, gemiyi alaşağı eder. Çöken kolonlar, çıkan yangınlar büyük bir karmaşaya neden olur. Sağ kalanların bir an evvel emin bir yol bulup gemiden çıkmaları gerekmektedir.
Polis’in ana hatlarını sosyal duyarlılık, mizah ve aksiyon çiziyor. Paris Çocuk Koruma Birimi’nde çalışan Chrys, Nadine, Iris ve Fred, bir yandan kendi kişisel meseleleriyle boğuşurken bir yandan da pedofili gibi suçları araştırmaktadır. Çekingen fotoğrafçı Melissa, İçişleri Bakanlığı tarafından birimin faaliyetlerini belgelemesi görevi verildiğinde ekibe katılır ve onun sayesinde toplumun kâbuslarını birinci elden gözlemleriz: Çocuklarına kötü davranan ebeveynler, yabancılaşmıştır.
Hill House malikanesi sınırlarında meydana gelen paranormal olaylarla nam salmıştır. Evde yaşanan mistik olaylar, Jeffrey Marrow isimli bir profesörün dikkatini cezbetmiştir. Marrow ev ve evdeki ruhlar üzerine deneyle yapmaya karar verir. Deneylerden rahatsız olan ruhlar evin içerisinde yeniden beliriverir. Ruhlarla insanlar arasında oldukça ürkütücü olaylara meydan olacak bir korku süreci başlamıştır. Speed filmiyle tanınan Jan de Bont'un bir roman uyarlaması olan filminin başrollerini Liam Neeson, Catherine Zeta-Jones ve Owen Wilson paylaşıyorlar.
Zombilerin Şafağı ve Sıkı Aynasızlar filmlerinden tanığımız Simon Pegg ve Nick Frost, Paul‘de tekrar buluştu. Komedi türünde iyi filmlere imza atan ikili, Paul ile güldürmeye devam edecek gibi görünüyor. Senaryosu da Pegg ve Frost tarafından yazılan filmin yönetmeni Greg Mottola (Superbad, Adventureland). Film iki İngiliz çizgi roman fanatiğinin, ABD’de 51. bölge civarında karşılaştıkları bir uzaylı ile başlayan komik yol hikayesini anlatıyor...
800′lü yıllarda Çin’de geçen filmde imparatorluk zayıflamıştır. Huzursuzluğun hakim olduğu ülkede isyankar birlikler türemeye başlamıştır. Bunların en önemlisi ise ‘House of Flying Daggers / Uçan Hançerler Evi’dir. Liderlerini kaybetmelerine rağmen güçlerinden hiçbir şey kaybetmeyen birlik, zenginden çalıp fakire dağıtarak halkın hayranlık ve desteğini alır. İmparatorluk için çalışan Leo ve Jin, liderlerinin kim olduğunu öğrenmek için birliğin içine girmeye çalışır. Jin, bir savaşçı kılığına girip eski liderin kızı olduğunu düşündüğü Mei’yle ilişki kurar. Ancak Jin ve Mei arasında bir aşk doğar. Kahraman’daki dövüş sahnelerinin estetikliği ve renklerin kullanımı Uçan Hançerler Evi’nde de son derece başarılı kullanılmış.
California’daki Napa Vadisi şaraplarının, beklenmedik bir şekilde dünyaca ünlü olmasının gerçek hikâyesi.. 1976 yılında, ünlü şarap uzmanı Steven Spurrier’e sorarsanız dünya üzerinde şarap konusunda Fransız şaraplarının üzerine yoktur. O kadar ki, California şaraplarının Fransız şaraplarını tahtından indirmeye yaklaştığına dair dedikodular duyunca Amerikalıları bir tadım yarışmasına davet eder. Ama Napa vadisini ve orada yaşayan Jim Barrett ve oğlu Bo gibi hırslı şarapçıları tanıyınca, Spurrier bir şeyin farkına varır aslında sadece reklam çekmek için düzenlediği bu organizasyonla şarap tarihinde bir çığır açmak üzeredir.
Gerçek aşk, hiç beklemediği bir anda, ciddi, yakışıklı ve başarılı biri olan Alex'in hayatına giriverir. Kırkına yaklaştığı sırada, sabah işine giderken bir kavşakta, motosikletli Niki'ye çarpar. Bu karşılaşma, Alex'in oturmuş ve düzenli hayatını altüst eder. Niki, on yedi yaşının verdiği bütün masum neşesi ve şaşırtıcı bilgeliğiyle hayatına girer. Yıllardır birlikte yaşadığı kadının arkasında bıraktığı köhnemiş bütün kalıpları, yerleşik fikirleri ve kasvetli alışkanlıkları, hatta hüznü siler atar. Ama keşfetmek kabul etmek anlamına gelmemektedir. En azından Alex için. Aşklarındaki ve sevişmelerindeki şefkat ve güvene rağmen, ileride mutlu olacakları açıkken, Niki ona daha önce hiç gülmediği kadar gülmeyi göstermişken, Alex eski sevgilisiyle yaşadığı daha mantıklı hayatına döner.
Kuzey kutbunda faaliyet gösteren bir grup araştırmacı buzların içinde yüzlerce yıldır bozunmadan korunmuş bir mamut cesedi bulurlar. Küresel ısınmanın etkisiyle günyüzüne çıkan Mamut bedeni,tam anlamıyla ilk günkü gibidir. Ancak çok geçmeden, araştırmacılar yüzlerce yıldır korunan tek şeyin mamut olmadığını fark ederler. Daha önce hiç karşılaşmadıkları türden bir parazit de, mamutla birlikte bugüne gelmiştir. Bulaştığı konağı tamamen tüketene kadar sömüren bu asalaklar,korkunç bir hızla çoğalmaktadır. Araştırma ekibinin kendilerini tecrit etmekten başka şansları kalmamıştır. Aksi takdirde tüm dünya büyük bir tehlikeye sürüklenecektir. Ancak, hiçbir şey fayda etmez,belki de insanlık son günlerini yaşamaktadır. Tabi birileri kendisini kurban etmediği sürece.
Micah ve kız arkadaşı Katie San Diego'nun sessiz, sakin ve ıssız yerleşim yerlerinden birine taşınırlar. Başlarda her şey yolunda gibi görünüyordur. Ancak Katie'nin bir sorunu vardır. Genç kız küçük yaşlarından bu yana uhrevi bir mahluk tarafından takip edildiğini hissetmektedir ve bu varlık bu yeni evde de takiptedir! Olayın ardındaki gizemi çözmeye karar veren Micah, yatak odalarına bir el kamerası düzeneği kurarak bu ecinniyi alt edebileceğini düşünür. Böylece olağandışı bir olay meydana geldiğinde, bir peri, cin ya da hortlak evlerine davetsiz misafirliğe kalkıştığında tüm ayrıntısıyla kayıt altına alabileceklerdir. Başlarda ayak sesleri gibi basit seslerin duyulmasıyla başlayan bu olaylar silsilesi, zamanla şiddetini artırarak genç çifti korku dolu anlara sürükleyecektir.
Olayların şokunu henüz üzerlerinden atamayan Kaite ve Hunter yeni bir eve taşınıp temiz bir sayfa açmayı diliyorlar. Ancak lanetli geçmişleri burada da peşlerini bırakmıyor. Kaite ve Hunter'ı ziyaret eden yeni komşuları da bu evde yaşanan kimi gerçeküstü olaylardan nasiplerini almaya başlıyorlar.