61 yıl önce Amerikan işgal kuvvetlerin karşı Iwo Jima Adası'nı savunan Japon askerlerinin ve başlarındaki generalin hiç anlatılmamış öyküsüyle karşımıza çıkıyor. Iwo Jima'daki askerler arasında; yeni doğan kızını görmekten başka bir isteği olmayan fırıncı Saigo; becerisi ve onuruyla dünyaca tanınan Olimpiyat şampiyonu binici Baron Nishi; idealizmi henüz savaş sınavından geçmemiş eski bir askeri polis olan genç Shimizu ve teslim olmaktansa intiharı yeğleyebilecek katı bir asker olan Teğmen Ito vardı. Savunmaya önderlik eden isim ise, Amerika'ya yaptığı yolculuklarla savaşın umutsuz doğasını anlamış ama aynı zamanda Pasifik'in ötesinden gelen devasa Amerikan filosunu yenmek için gereken stratejiyi kavramış olan Tuğgeneral Tadamichi Kuribayashi idi...
Şerif Michael, kardeşinin ölümüyle ilgili davaya atanan dedektifin olayı yüzeysel bir şekilde ele alıp kapattığını öğrendiğinde, adalet sistemindeki bu ihmalkarlığa dayanamaz ve rozetini bırakır. Kardeşinin gerçek katilini bulmak ve intikamını almak için tek yolun sokak çetelerinin içine sızarak, bu dünyanın kurallarıyla oynamak olduğuna karar verir. Michael, tehlikeli sokak çetelerinin arasına karışırken, sadece katili bulmakla kalmaz, aynı zamanda suç ve sadakat üzerine derin sorularla yüzleşmek zorunda kalır. Bu zorlu süreçte, adaleti sağlamanın ve kişisel intikamın sınırlarını test eder.
Amerika'da yaşamakta olan Hope Cassidy adında güzel bir bilgisayar uzmanı İstanbul'dan iş teklifi alır ve uçakla Türkiye'ye gelir. İşe başlar fakat bir anda kendisini gizli bir tehlikenin içerisinde bulur. Artık İstanbul'da Emniyet tarafından aranan bir suçludur. Bu nedenle tek yapabileceği kaçmaktır.
Amerikalı iki genç kız Avrupa tatiline çıkarlar. Almanya'da yaptıkları bir gezi esnasında arabaları bozulur, hava kararmıştır ve yardıma ihtiyaçları vardır. Bir ormanın ortasında mahsur kalan genç kızların karşılarına bir villa çıkar. Sabah olduğunda kendilerini eski bir mahsende bulan genç kızlar, hiç tanımadıkları bir Japon turistle karşılaşırlar. Kıstırılmış oldukları mahsende onlara ev sahipliği yapacak olan kişi, eski bir cerrah olan Dr. Hieter'dir. Zamanında siyam ikizlerini ayırma konusundaki başarısı ile tanınan doktor, kendi hastalıklı düşlerini üç tutsağı üstünde denemeye kalkacaktır.
Hayatını kılıcıyla kazanan Lancelot’un güzeller güzeli Lady Guinevere ile karşılaştığı gün onun bir anlamda kaderinin de mühürlendiği gün olur. Lady Guinevere’i bir saldırıdan kurtaran ve ilk görüşte ona aşık olan Lancelot kısa bir süre sonra yeniden karşılaştıklarında güzel kadının kalbini kazanmak için her şeyi yapmaya hazır olduğunu anlayacaktır. Ne var ki farkında olmadığı bir ayrıntı vardır. Lady Guinevere İngiltere’nin en kudretli adamının, Kral Arthur’un nişanlısıdır. Kral tarafından yuvarlak masa şövalyeleri arasına davet edilen Lancelot bir yandan bu son derece onurlu görev için hayatını bile feda edecek kadar bağlılık duyarken, bir yandan da kalbine söz geçiremeyecek denli aşıktır.
Yönetmenliğini John McTiernan'ın üstlendiği filmde yeni heyacanlar peşindeki dolar milyoneri bir playboyun serüvenleri anlatılıyor. Hayatına yeni heyacanlar katmak isteyen playboy, dünyanın en ünlü Monet tablolarından birini çalar.Tabloyu kimin çaldığını bulmak üzere bir kadın dedektif olaya atanır. Playboyumuz da bu dedektife aşık olur.
Hamileliği sırasında geçirdiği trafik kazasında eşini yitiren Sarah henüz kocasının yasını tutmaktadır. Doğumuna bir gün kala kendisini tanıyan gizemli bir kadın ansızın kapısında belirir. Sarah'dan ne istediği belirsiz olan bu kadının ortaya çıkmasıyla kabus dolu anlar başlar. Bu, içerde ağır darbelere yol açacaktır.
İsa'dan Sonra 924'te, Birleşik Shilla Hanedanı'nın sonu gelmiştir. Şer güçler şahlanmış, acımasız iblisler kol gezmektedir. Ruhları görme yetisine sahip YI Kwak, nişanlısı Yon-hwa'yı köy halkının ihanetiyle kaybettikten sonra kraliyet iblis avcıları birliği Chuyongdae'ye katılır. Onun da katılımıyla karanlığın güçlerine karşı güçlü savaşçılarla üstünlük sağlamış olan kraliyet birliğinin lideri Ban-chu karısının ölümünden soyluları suçlamakta ve intikam almak için sadık askerleriyle başkente saldırmayı planlar. Ancak ani bir baskın her şeyi mahveder. Kurtulmayı başaran YI Kwak, tuhaf bir tapınak aracılığıyla ölülerin dünyası olan Jungcheon'a sürüklenir. Jungcheon, Budist inancına göre Cennet ve Yeryüzü arasında olan bir ara dünyadır, yeniden doğmak için hazırlanan ruhların 49 gün boyunca kaldığı bir yerdir.
Eski polis Brian O'Conner ve geçmişte, paçasını kurtardığı Dom Toretto, tamamen özgür olabilmek için bir kez daha takım olurlar. Ancak özgürlük kolay olmayacaktır, peşlerinde onları ölü isteyen belalı bir iş adamı ve avını yakalamayı amaç edinmiş Federal bir ajan vardır. İkili Rio'da sıkışıp kalmışken bir yandan da, yarışma için, eşsiz bir ekip toplamaktadır.
Eski dolandırıcı Domile ile ajan Brian arasındaki eskilerden beri devam eden husumet yeniden alevlenir. Ancak ortak düşmanlarıyla mücadele etmek zorunda kalınca ikisi arasında yeni bir güven ortamı oluşmaya başlar. Birbirlerine şartsız ve kesinlikle güvenmek zorundadırlar. Omuz omuza zorlu mücadeleye girişen iki erkek intikam almanın en iyi çaresini bulmuştur: Araba direksiyonu başındayken mümkün olan en yüksek hız limitlerini zorlamak.