Yetenekli iki genç mühendis, bir garajda yürüttükleri deneyler sırasında kazara müthiş bir keşifte bulunurlar. Üzerinde çalıştıkları proje, onları zamanda geriye doğru yolculuğa çıkarabilmektedir. Sonsuz merakları nedeniyle, yolculuk deneylerini birbirlerinden habersiz yürüten mühendislerin bu deneyi çok ciddi sorunlara yol açacaktır.
David‘in başına gelen trajik olay hayatını altüst eder. Güzel komşusuyla aşk ilişkisi yaşayan genç adam, sevgilisiyle buluştuğu bir gün dikkatsizliği yüzünden havuza düşen küçük kızını kurtaramaz. Suçluluk duygusu altında ezilen David hayatının en karanlık günlerini yaşamakta ve karısı Maja ise onu affetmemektedir. İntihar etmek isteyen David son anda geçmiş zamana ait gizli bir kapı bulur…
Mutlu bir aile yaşantısı sergileyen Will ile Karen için tüm hayatlarını değiştirecek, mutluluklarını alt üst edecek bir olay meydana gelir. Will ile Karen başka bir şehirde tuzağa düşürülürler ve acımasız hırsızlar onların küçük kızını da kaçırdıklarını söylerler. Bu kaçırma olayı aslında, Joe Hickley adındaki bir suçlu tarafından planlanmış ve zengin ailelerden para sızdırma bahanesiyle yapılan bir planın parçasıdır. İnanılmaz plan ilerledikçe, birbirlerinden ayrı şehirlerde bulunan Will ile karısı Karen da dayanma güçlerinin limitine kadar zorlanarak biricik kızlarını kurtarmak için olağanüstü bir çaba sarf etmeye başlarlar. Bu korkunç mücadelenin içine ne için çekildiklerini ilerde anlayacaklardır..
Phoenix polisi Ben Shockley, Las Vegas'tan bir tanığı nakletmekle görevlendirilince terk edilmiş biri olma yolunda ilerlemektedir. Tanığın, mafya bağları olan kavgacı bir fahişe olduğu ve üst düzey bir kişiyle ilgili suçlayıcı bilgiler olduğu ortaya çıkar.
Stockholm'de 1982 yılında geçen hikaye iki çocuk arasındaki sıradışı ilişkiyi anlatıyor. Alt sınıfın yaşadığı devasa binaların arasında bulunan karlar içinde bir parkta vakit geçiren Oskar, soğuktan etkilenmeyen, beyaz yüzlü ve gizemli Eli ile tanışır. İki çocuk yakınlaşırken, fonda aynı mahallede çeşitli cinayetlerin işlendiğini görürüz. Uzun süredir vampir olan Eli'nin kan ihtiyacı babası tarafından giderilmektedir. Fakat zamanla Eli'nin durumu iki çocuğun da başını belaya sokar... 2008'in en iyi filmleri arasında kabul edilen Let the Right One In, korkunç vampir filmleri ile sanat sinemasının çarpıcı bir karışımı. Görüntüleri, atmosferi ve bıçak sırtı romantik hikayesiyle unutulmaz bir çalışma.
On yıl önce, Colorado dağlarında genç bir kız, ailesinin kanlarında taşıdıkları bir gizem yüzünden vahşi avcılar tarafından öldürülmesini çaresizce izledi. Ormana kaçarak ellerinden kurtuldu ve avcıların hiçbir zaman bulamadıkları bir şeye, bir kurda dönüştü. Dünyanın yarısı kadar mesafe katetmiş olmasına rağmen, Vivian Gandillion hâlâ kaçıyor.
Upton Sinclair’in “Petrol-Oil!” adlı romanından uyarlanan filmin konusu, 20. yüzyılın başlarında geçer. Aile çiftliği arazisinde petrol çıkartma haklarını almasıyla birlikte servetini hızla katlayan bir işadamı ile (Daniel Day-Lewis), kısa sürede gelişip kalkınan kasabanın karizmatik genç rahibinin (Paul Dano) paralel öyküsü anlatılır. Güney Kaliforniya’da petrol bulunmasının ardından ortaya çıkan tablo, daha önceki yıllardaki “Altına Hücum” olgusunun eşdeğeridir. İşadamının Amerikan Rüyası kavramının farkına varması ve Amerikan Rüyası tarafından yok edilmesiyle birlikte filmin öyküsü hırs ve inançların irdelemesine dönüşür.
Kalp hastası olan FBI ajanı Terry McCaleb'e cinayete kurban giden birinin kalbi takılır. Kurbanın kızkardeşinin katili bulmak için ondan yardım istemesiyle macera başlar. Eastwood inanılmaz, sürprizlerle dolu ve çok heyecanlı' (Jim Svejda, KNX/CBS Radio). Michael Connelly'in romanından esinlenilen ve Brian Helgeland'ın (L.A. Confidential) senaryolaştırdığı bu sihirli, alkışlanacak gizemli filmi Clint Eastwood yapımcı ve yönetmenliğini üstlendiği gibi başrolünde de oynuyor. Filmde ayrıca bir çok iyi oyuncu inanılmaz performanslar sergiliyor.
Filmde, Ian Fleming'in 30 kişilik komando timinin, Norveç Dağları'ndaki son derece tehlikeli düşman hatlarının içine girip savaşın kaderini değiştirmek için canları pahasına verdikleri amansız mücadele anlatılıyor.
Charlyne, Michael Cera adında bir adama aşık olur. Peki ama aşk nedir? Charlyne Yi, Amerika'yı boydan boya gezerek çekeceği belgeselde hiçbir zaman anlayamadığı "aşk"ın izini sürecektir. Gerçekle fantastiği harmanlayan film modern aşkları yarı belgesel yarı geleneksel hikaye anlatımıyla bezenmiş bir yaklaşımla inceliyor.