Amerikan Başkanı’nın kızı Anna Foster her 18 yaşındaki genç gibi aşk yaşamak istiyor. Ama çevresindeki ajanların ona göz açtırmaya pek niyeti yok.
Yeni evlenmiş birbirine aşık bir çift olan Paige ve Leo bir gece arabada evlerine dönerlerken, bir trafik kazası geçirirler. İkisi de sağ kurtulur fakat Paige 5 sene boyunca komada kalır. Her gün sevgili karısının uyanmasını bekleyen Leo, Paige komadan çıktığında ciddi bir şok yaşar. Zira Paige, ağır bir hafıza kaybına uğramıştır ve kazadan önceki hayatına dair çok az şey hatırlamaktadır. Leo şimdi her şeye yeniden başlayarak Paige'in sevgisini yeniden kazanmaya, bütün hatıralarını beraber yaşadıkları anları geri getirmeye çalışacaktır...
Senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı televizyon filmi Grey Gardens ile Altın Küre ve Emmy ödüllerini kucaklayan yönetmen Michael Sucsy'nin ilk uzun metrajlı sinema filmi olan romantik yapımın başrollerini genç aktörler Channing Tatumve Rachel McAdams paylaşıyor...
İyi bir baş aşçı olan Kate, hayatını tıpkı çalıştığı restoranın mutfağını yönetir gibi yaşamaktadır. Disiplin ve mükemmeliyetçilik başta olmak üzere kuralcı, tatlı sert bir kadındır. Bir gün yaşamı, hayatına giren iki kişi ile değişime uğrar. Yeğeni Zoe’nun gelmesi ile dengeleri alt üst olan Kate bir taraftan da aşka doğru yol almaktadır. Nick’e hissettikleri alıştığı disiplini aşan bir duruma sevk eder onu. Şimdi bu yeni hayatla mücadele söz konusudur. Hiçbir şeyin kurallar içinde kalması pek olası görünmemektedir.
Oregon'un sakin ve büyüleyici kırsal manzaraları, bu filmde adeta bir resim tablosu gibi fon oluşturuyor. Film, kalpleri yoran ama aynı zamanda onları onaran bir aşk hikayesini gözler önüne seriyor. Ana karakterlerimizden Bradley, umutsuz bir romantik. Aşkı hep yanlış adreslerde arıyor gibi görünse de, onun bu arayışı izleyenleri derinden etkiliyor. Bu ilginç karakterin karşısında bilge bir adam olan Profesör Harry var. Harry, hayatın karmaşıklıklarını ve insan ilişkilerinin inceliklerini anlamada uzman. Onun hikayesi, izleyiciye hayatın nasıl yaşanması gerektiği konusunda dersler veriyor.
Diğer yandan, güzeller güzeli Chloe ise, tüm olumsuzluklara rağmen problemli Oscar'a gönül veriyor. Chloe'nin bu cesur ve meydan okuyan aşkı, izleyicilere aşkın her şeye rağmen nasıl umut olabileceğini gösteriyor. Film boyunca aşkın çeşitli yüzlerini ve evrelerini gözlemleyerek, karakterlerin komik, seksi ve çılgın maceralarına tanık oluyoruz. Aşkın ve hayatın iç içe geçtiği bu film, hem kalbinize dokunacak hem de ruhunuzda unutulmaz izler bırakacak. Kesinlikle izlemeye değer bir romantik yapım. Sakın kaçırmayın!
Beklenmedik aşk hikayelerinden hoşlananlar için bir önerimiz var: Aşk Kapısı. Filmde, başrolü Joseph Cross'un canlandırdığı, hemşirelik öğrencisi Henry O'Shea karakteri üzerinden bir yaşam savaşı ve aşka dair dokunaklı bir hikaye anlatılıyor. Henry, babasının vefatı sonrası eğitimine ara vermek zorunda kalıyor ve hayatını idame ettirebilmek adına New York'un elit kesiminin yaşadığı bir binada kapıcılık yapmaya başlıyor.
Burada, apartman sakinlerinden güzel ve çekici Scarlett Dowling ile tanışıyor. Scarlett'ı canlandıran isimse Sarah Roemer. Scarlett'e karşı duyduğu aşka rağmen, bu durum Scarlett'ın annesi Meredith (Mimi Rogers tarafından canlandırılıyor) tarafından pek de olumlu karşılanmıyor.
Başından sonuna dek seyirciyi ekran başına kilitleyen Aşk Kapısı, iki genç insan arasında yeşeren aşkı, sınıf farklılıkları ve aile baskısı üzerinden ele alıyor. Bu hikaye, hem romantizm severler, hem de drama tadında bir film arayanlar için ideal bir seçim.
Özellikle filmi izle denildiğinde akla gelen platformlarda Türkçe dublaj seçeneğiyle rahatlıkla izlenebilecek bir yapım olan Aşk Kapısı, görsel kalitesi ve oyunculuklarla izleyicisinin beklentilerini karşılıyor. Hem HD hem de Full HD seçenekleriyle keyifle izleyebileceğiniz bu film, size aşkın ve hayatın kapılarını aralayacak bir sinema deneyimi sunuyor.
Sarışın, sevimli, hanım hanımcık rollerin harikulade oyuncusu Meg Ryan ile İspanyol matadoru Antonio Banderas bir macera filminde bir araya geliyor. FBI mensubu Henry iki yıl süren gizli görevini tamamlamış ve evine döndüğünde gözlerine inanamamıştır. Zira annesi 80 kilo vermiş, alımlı, hayat dolu bir kadına dönüşmüştür. Kısa zaman içerisinde annesi yeni bir sevgili de edinecektir lakin bu yeni erkek arkadaşın pek de alışılmadık bir uğraşı vardır: uluslararası sanat hırsızlığı gibi! Henry ilk yurtiçi görevine atandığında, annesinin "yeni" gözdesi Tommy'nin bu enteresan işini keşfeder. Annesine bu durumu açıklayamyan Marty, artık onları takibe almak zorundadır. Görevi, birbirine aşık bu iki insanın en özel anlarında dahi tüm FBI ekibiyle onlara kulak misafirliği yapmaktır. Banderas ve Ryan ikilisi ilk defa bu yapımla biraraya geliyor.
Hollywood'un ünlü yönetmenlerinden William H. Macy, son zamanlardaki şanssızlıklarına rağmen yeni bir keşif yapmayı hedefliyor. Kamera arkasında ne kadar çabalasa da, hiçbir işinde sürekli başarısızlıkla yüzleşmek zorunda kalıyor.
Bu dönemden hayli umutsuz ve moral bozuk olan William, tam da bu sıralarda yeğeninin ilginç ve bir o kadar saçma bir film senaryosu teklifini alıyor. Çoğu kişi bu senaryonun peşine düşmeyi reddederken, Macy bu fırsatı geri çevirmeyerek "Ben bunu en iyi şekilde yönetebilirim" diyor ve senaryoyu stüdyonun yüksek kademesindeki yetkililere sunuyor.
Üst kademeden sorumlu olan kişi, işlerinde her daim başarısızlıkla sonuçlanan bir bayan olan Meg Ryan'dır. Anlaşılan o ki, stüdyo yönetimi Macy'nin başarısız olması ve sonunda işten el çektirilmesi için bu senaryoyu kabul eder. Ryan'ın senaryoyu onaylamasıyla, Macy'nin bu absürt senaryo üzerinde çalışması ve sonunda başarısız olması planlanıyor.
Ve işte, tüm bu döngünün sonunda, stüdyo yönetiminin beklentisi, Macy'nin sonunda kendisinin başarısız olan bu projesinin sonuçlarını kabullenip, sinema dünyasına veda etmesidir.
17 yaşında olan iki yakın arkadaş, Julio ve Tenoch, sıradan yaşamlarından bir kaçış planlayarak kendilerini bir maceraya atarlar. Onların hedefi, var olup olmadığı belirsiz olan, hayali bir kumsal. Bu serüvende, onlara yaşça büyük olan Luisa da eşlik eder. Luisa'nın da kendi içsel arayışlarının ve geçmişle hesaplaşmalarının peşinde olduğunu göreceğiz. Meksika'nın modern toplum yapısını ve kültürel dinamiklerini de seyahatleri boyunca keşfeden bu üçlü, yol boyunca birbirleriyle olan ilişkilerini ve kişisel sınırlarını da zorlarlar.
Yapımları Meksika sinemasından bir örnek olan bu film, gençlerin yolculuğu esnasında yaşadıkları olaylar, karşılaştıkları insanlar ve bu süreçteki duygusal değişimleri üzerine derinlemesine bir bakış sunar. Yolculuk, sadece fiziksel bir seyahat değil, aynı zamanda içsel bir yolculuk olarak da işlenir. Julio, Tenoch ve Luisa'nın bu yolculukta birbirleriyle olan ilişkileri, gelişmeleri ve zaman zaman gerilimli anları ekrana yansıtılır.
Film, gençlerin kendilerini ve birbirlerini keşfetme süreçlerine odaklanırken, Meksika'nın toplumsal ve kültürel manzarasını da gözler önüne serer. İzleyici, bu çarpıcı yolculukta karşılaştıkları çeşitli karakterler ve yaşanan olaylar aracılığıyla, günümüz Meksika'sının da bir portresine tanık olur. Film, gençlik, özgürlük, dostluk ve kişisel değişim temalarını işliyor.
Film, 1839 yazında Küba Sahillerinden hareket eden ve içerisinde tutuklu Afrikalı köleleri taşıyan La Amistad gemisinin yolculuğuna başlamasıyla açılır. Cinque isimli bir adamın gemiden söktüğü bir çiviyle prangalarını açar ve birçok arkadaşını aynı şekilde özgür bırakır. Böylece gemide esaslı bir isyan başlamış olur. Akabinde gemi mürettebatı ve köleler arasında başlayan savaş mürettebattaki birçok kişinin ölümüyle sonuçlanır. Sağ kalan iki kişi ise köleleri istedikleri yere götürmek zorundadır. Ancak yolculuk esnasında karşılaşacakları bir Amerikan savaş gemisi tarafından yakalanacak, ardından da bu suçlar sebebiyle yargılanmaya başlayacaklardır.
Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan ve dört dalda Oscar'a aday gösterilen filmin yönetmen koltuğunda usta yönetmen Steven Spielberg bulunuyor.
1963 yılında, Başkan John F. Kennedy'nin iktidarını yerinden oynatan entrika, şaşaa ve gizem dolu bir dizi olayı anlatan bir bağımsız film... 13 yaşında bir çocuk olan Adam Stafford, 30'larında olgun bir kadın olan komşusu Catherine'e âşıktır. Ancak gizli servisin devamlı izlediği bir dizi Amerikan başkanıyla gönül ilişkisi yaşamış bu güzel kadının evine sızan, mektuplarını, günlüklerini okuyan Adam sonunda Catherine'nin yakında olacağı küçük bir iş koparır.