Tutsak, adaleti kendi elleriyle sağlamaya çalışan bir adamın hikayesini anlatıyor. Maccachusetts eyaletinin Brockton bölgesinde, Şükran Günü'nü kutlamak için bir araya gelen Dovers ve Birches aileleri her şeyin yolunda gittiği bu yemek esnasında korkunç bir haberle altüst olurlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde ailelerin iki küçük kızlarının kaybolması sonrasında panik dolu anlar yaşanır. Saatler ilerler, ancak kızlar halen daha ortada yoktur ve durum kaçırılmış oldukları gerçeğini kuvvetlendirir. Polise başvursalar da hızlı ve nitelikli bir sonuç alamazlar. Keller Dover ise bir hayli panik içerisindedir ve polisin çabalarını yetersiz bulup adaleti kendi elleriyle aramaya karar verir. Genç ve başarılı dedektif Loki'den de yardım isteyen genç adam, kendini suçlu ve masumun birbirine karıştığı oldukça şaibeli bir davanın içerisinde bulur.
2010 yılında çektiği İçimdeki Yangın (Incendies) adlı filmle tanıdığımız Denis Villeneuve'ün yönetmenliğini yaptığı filmin senaryosu, sinemaya Contraband filmiyle sinemaya giriş yapan Aaron Guzikowski'nin imzasını taşıyor. Filmin başrollerinde ise son dönemin başarılı oyuncularından Hugh Jackman ve Jake Gyllenhaal'ı izliyoruz.
Blackfoot Lisesi'ni sarsan büyük bir trajedinin ardından, okulun asi öğrencilerinden Mäddy Killian, herkesi hayrete düşürerek bir karar alır ve okulun cheerleader takımına katılır. Bu ani değişiklik, öğrenciler arasında büyük bir şaşkınlık yaratır. Cheerleader kıyafetlerini giyen Mäddy, beklenmedik bir şekilde futbol takımıyla karşı karşıya gelir. Bu karşılaşma, onu ve yeni cheerleader arkadaşlarını beklenmedik, doğaüstü olaylarla dolu, adeta bir hız treni gibi bir maceraya sürükler. Bu tehlikeli ve yıkıcı yolculuk, onları tahmin edemeyecekleri felaketlere doğru iter. Acaba Mäddy ve arkadaşları bu korkunç kaderden kurtulabilecek mi? Yoksa bu yıkımın içinden çıkmanın bir yolu olmayacak mı? Herkesin nefesini tutarak izlediği bu serüven, okul koridorlarında fısıldanan hikayelere de konu olmuştur. İyi seyirler.
Jon, uluslararası güvenlik işlerinde çalışan deneyimli bir ajandır. Görevi, suçlu bir bilim adamını farklı bir ülkeye güvenli bir şekilde eskort etmektir. Ancak yolculuk sırasında, takımından beklenmedik bir ihanetle karşılaşır; bir ekip arkadaşı ona sırtından vurur ve bilim adamını kaçırır. Jon, bu saldırıdan ağır yaralı olarak kurtulur ve hastanede gözlerini açtığında doktorundan aldığı haber hiç de iç açıcı değildir: Beynindeki kurşun, iki hafta içinde onu felç edebilir.
Durumuyla yüzleşen Jon, çok geçmeden Pekin'e, annesinin yanına döner. Annesiyle yaptığı duygusal görüşmede, annesi ona şok edici bir gerçeği açıklar: Jon'un Malezya'da, kumarbaz babası tarafından yetiştirilmiş bir abisi olduğunu öğrenir. Jon için zaman daralmaktadır; hem sağlığını kurtarmak hem de geçmişiyle yüzleşmek zorundadır.
Kardeşini bulma umuduyla Malezya'ya doğru yola çıkar. Uçakta, sağlık durumu hakkında yardım almak için Dr. Kan ile tanışır. Ancak Malezya'ya vardıklarında, durum daha da karmaşık bir hal alır. Kardeşi Yeung, Dr. Kan'ı kaçırmaya kalkışır ve Jon da bu süreçte rehin alınır. Ancak, bu zorlu anlar içinde, Jon ve Yeung birbirlerinin kardeş olduklarını fark ederler. Bu gerçek, onların suç dünyasıyla mücadelede birlikte hareket etmeleri için güçlü bir motivasyon kaynağı olur. İki kardeş, geçmişin gölgelerini ardında bırakıp, adaleti sağlamak için birlikte mücadele etmeye karar verirler. Bu süreçte, karşılıklı güven ve aile bağlarının önemi bir kez daha anlam kazanır.
Ailecek keyifli bir vakit geçirme fırsatı sunan, macera dolu, çocuklara yönelik anlamlı bir film arıyorsanız, işte tam da aradığınız film türü bu. Her sahnesi heyecan ve eğlence dolu olan bu film, çocuklara bir yandan neşeli ve eğlenceli bir dünya sunarken, diğer yandan da önemli ögütler vererek hayata dair bazı değerli dersler öğretiyor. Küçüklerin zevkle izleyeceği, büyüklerin ise takdirle kabul edeceği bu film, aynı zamanda ailecek izlenebilecek bir film olmasıyla da ön plana çıkıyor. Çocuklarınıza verebileceğiniz en güzel hediyelerden biri olan bu filmi izlemeleri için onları teşvik etmek, hem onların kişisel gelişimlerine katkıda bulunacak, hem de ailece geçirilecek kaliteli ve eğlenceli vakitler sunacak. Her çocuğun kesinlikle izlemesi gereken bu film, onlara hayatın neşe dolu yanlarını keşfetme fırsatı sunarken, aynı zamanda da önemli hayat dersleri ile onların kişisel gelişimlerine katkıda bulunmaktadır.
Bir grup yaşları küçük ama zeka seviyeleri çok yüksek bir araya gelmiş çocukların komedi ve macera yüklü hayatlarını anlatan bir film. The Little Rascals Save the Day full hd film izle iyiseyirler diler.
Okul sıralarında başarılı bir öğrenci olan Leigh 29 yaşında, New York'ta ailesinden uzakta bir hayat kurmuştur. Gazeteci olarak çalışan genç kadın, pek çok metyropol insanı gibi aynı dertten muzdariptir: yalnız ve mutsuzdur. Hayatına yeni baştan bir yön vermek için ailesinin yanına, çocukluk kenti Connecticut'a dönmeye karar verir. Bir süreliğine burada kendisini dinlemeye karar veren Leigh iş olaraksa, halka açık bir havuzun can kurtaran kadrosuna baş vurur ve işi alır. Ailesi verdiği tüm bu kararlara şaşırsa da, Leigh hem başkalarının hem de kendi hayatını 'kurtarmaya' kararlıdır... Yönetmenliğini ve senaristliğini televizyondan sonra sinemada ilk uzun metrajlı işine imza atan Liz W. Garcia'nın üstlendiği yapımın başrolünde Kristen Bell yer alıyor.
Genç bir adam olan James Reed, istemese de Amerikan Deniz Birlikleri’nden ayrılmak zorunda kalır. Bu durumun ardından ailesine yardımcı olmak için, ona çok da uzak olmayan mesleğine geri döner. Yarı askeri bir organizasyona katılan James, gizemli bir tehdidi araştırmak için seçkin bir ekip ile Polonya’ya gider. Verilen görevi yerine getirmeye çalışan Reed, bir anda kendisini yalnız ve Doğu Avrupa’nın ortasında ele geçirilmiş halde bulur. Hayatta kalmak için savaşan Reed, kendisine ihanet edenlerin bunu yapmasındaki nedenleri ortaya çıkarmak için çabalar.
En iyi olduğu alanda artık işi bırakmış olup da tecrübesine ihtiyaç duyulan olmak. Mark Wahlberg, bir zamanların ün salmış kusursuz nişancılarındadır. Bu işleri bırakmış olmasına rağmen bir gün önemli bir son görev için kendisinden destek istenir. Mark, bu işi kabul ettiğinde kısa sürede görevin altında yatan esas hedefi kavrayacaktır. Kendisine görevi verenlerin esas amacı Amerikan Başkanı’na bir süikast düzenlemektir. Bu şartlar altında Mark’ın misyonu tamamen değişir. Onun amacı artık bu komplonun sırlarını çözmek ve Başkan’ı başına geleceklerden yana korumaktır. Film, Point of Impact adlı romandan uyarlanmıştır.
Krakozhia isimli bir ülkenin vatandaşı olan Viktor Navorski, JFK hava limanına giriş yaptığı an pasaportunun geçersiz olması nedeniyle Amerika'ya girme hakkını kaybeder. Ülkesine geri dönmek zorunda kalan talihsiz adam bu esnada havaalanında televizyonda yayınlanan haber bültenindeki bir habere takılır. Ülkesi Krakozhia'da sivil savaş çıkmıştır ve ABD artık ülkesini resmi olarak tanımamaktadır. Bu nedenle ABD karasularına giremeyen adam, aynı sebepten ötürü kendi ülkesine de dönememektedir. Pasaport ve kimliği geçersiz olan Viktor'un yapabileceği tek şey dilini bile bilmediği bu ülkenin havaalanında yaşamayı öğrenmek olacaktır.
Yönetmenliğini Steven Spielberg’ün yaptığı film, ilgi çekici bir öyküye sahip bir politik komedi.
Stu Shepard, yolda yürürken bile asistanının yardımıyla iş bağlantıları yapan, bir saniye bile boş vakti olmayan parlak bir reklamcıdır. Sadece özel görüşmelerini belirlediği bir telefon kulübesinden yapmaktadır. Bir gün her zamanki gibi özel görüşmesini yaptıktan sonra kulübeden çıkarken telefon çalmaya başlar.
Shepard, telefon kulübesine girip telefonu kaldırdıktan sonra bulunduğu yerde kalakalır. New York camın önünde akmaya devam etse de, o telefonu kapatamadığı için kulübeden dışarı çıkamaz.
Kulübeyi hedef alan bir seri katil, adamı kontrol etmeye başlar. Silahın kırmızı ışığını alnında hisseden Shepard, bütün emirleri yerine getirecektir. Polis de etrafı sarmaya başlamıştır. Ve bir tanesi bu olayı bitirmeye kararlıdır..!
Telefon Kulübesi özellikle senaryosu ile dikkat çeken, son derece başarılı bir gerilim filmi.