Bir dindar topluluk, yaşanılan sırlar ve kadim ritüellerle örülü bir hayat sürdürmektedir. Bu toplulukta her şey, katı bir yaş hiyerarşisine göre düzenlenmiştir. Özellikle gençler üzerinde baskı hissedilir bir şekilde hissedilir. Ancak, toplumun düzeni, aynı gün doğmuş olan altı genç kızın on sekizinci doğum günlerinin arifesinde başlayan gizemli kayboluşlarıyla sarsılır. Kızlar, topluluktan bir bir ortadan kaybolmaya başladığında, yaşlılar bu durumu, yüzyıllardır dilden dile dolaşan eski bir kehanetin gerçekleşmesi olarak yorumlar. Ancak gençler, kayboluşların ardında yaşlıların olduğunu düşünmektedir ve onları suçlamaktadır. Topluluk içindeki bu gerilim, her iki taraf arasında da büyüyen bir şüphe ve korku atmosferi yaratır.
Kaybolmalar devam ederken, gerçeği keşfetmek için çeşitli gizemlerin ve ipuçlarının peşinden gidilir. Her yeni bilgi, topluluğun daha da derinlerine inilmesine neden olur ve karanlık sırlar gün yüzüne çıkmaya başlar. Karmaşık aile bağlantıları ve eski ritüeller, bu gizemli olayların çözülmesinde kilit rol oynar. Film, topluluğun iç yüzünü ve insanoğlunun karanlık yönlerini sergilerken aynı zamanda izleyiciye gerilim dolu anlar yaşatıyor. Her bir kaybolma olayı, topluluğun kendi içindeki çatışmaları ve çözülmesi gereken esrarlı olayları daha da derinleştiriyor. Bu sır perdesinin arkasında yatan gerçekler yavaş yavaş ortaya çıktıkça, izleyici de bu kasvetli sırların içine çekiliyor.
Yakın zamanda eşi Stephanie'den ayrılan Clyde zor günler geçirmektedir. Yeni hayatına adapte olmaya çalışırken bolca küçük kızı Em ile vakit geçirmektedir. Yaşadıkları yerde bie evin yanması ve ardından bu evdeki eşyaların satışa çıkarılmasıyla birlikte eşyalara göz atmak için oraya giderler. Üzerinde gizemli yazılar bulunan bir ahşap kutuyu almakta sakınca görmeyen baba-kız, kutunun evlerine gelmesiyle yaşanmaya başlayan esrarengiz olayların hedefi olurlar. Bu kutuyu bir saplantı haline getiren küçük Em, gittikçe tuhaflaşmakta ve tehlikeli hareketlerde bulunmaktadır. Babası Clyde her ne kadar kutuyu ondan almaya ve yok etmeye çalışsa da bu o kadar kolay olmaz. Stephanie'nin de durumdan haberdar olması sonrasında anne-babanın amansız bir mücadeleye atılacaktır. İçerisinde asırlık kötü ruhların ve ürkütücü mitlerin uykuya daldığı bu kutu, insanoğlunun savaştığı en tuhaf düşmanlardan birini doğuracaktır.
Danimarkalı yönetmen Ole Bornedal'ın imzasını taşıyan filmin başrollerinde Jeffrey Dean Morgan ve Kyra Segwick yer alıyor.
1959 yılında geçen hikayede bir grup profesyonel dağcı, Ural dağlarına kamp yapmaya gider. Rus dağcılarının kısa bir süre içerisinde esrarengiz bir şekilde ölmeleri, günümüze ulaşan bir efsane olarak kalır. Hikaye günümüze gelir ve bir grup Amerikalı öğrenci, Rus dağcıların öldüğü bu bölgeye giderek olayı araştırmaya karar verirler. Yolunda başlayan yolculuk zamanla içinden çıkılmaz bir hal alır. Hava şartları son derece olumsuzdur ve tuhaf olaylar yaşanmaya başlamıştır...
Die Hard 2 ve Cliffhanger filmlerinin yönetmeni Renny Harlin'in yönetmenliğini yaptığı Şeytan Geçidi'nin (Devil's Pass) başrollerini Gemma Atkinson, Matt Stokoe ve Richard Reid paylaşıyor.
Sarah, babası ve amcasıyla birlikte kış boyu boş kalan göl kenarındaki yazlık evlerine çeki düzen vermeye giderler. Fakat evde garip bir şeyler vardır; derinlerden duydukları seslerle yalnız olmadıklarını fark ederler. Evde garip olaylar dönmektedir. Olan biteni çözmeye çalışırken Sarah delirmenin eşiğine gelecek ama aynı zamanda kendi geçmişinin sırları ve gizemleriyle karşılaşacaktır...
Uruguay'da yaşanmış gerçek bir hikayeden yola çıkılarak 2010 çekilen Issız Ev (La Casa Muda) adlı gerilim filminin yeniden çevrimi olan yapımın yönetmenliğini, bir okyanus gerilimi olan Açık Deniz'de de imzası olan Chris Kentis ve Laura Lau üstleniyorlar. Başrolde ise Martha Marcy May Marlene filminden de tanıdığımız genç ve güzel oyuncu Elizabeth Olsen var...
Dünyanın düzeni yaşanan bir koas sonrası tamamen değişmiştir. Uygarlık tarihi ile tamamen bağları kopartılmış yeni nesiller yetiştirmek için, "Yaşlılar" adı verilen bir grup yeryüzündeki renk, din, düşünce gibi farklılığı tanımlayacak tüm sıfatları ortadan kaldırırlar. Artık dünya sadece siyah ve beyazdır; dümdüz, denizler, dağlar, engeller yoktur. Sadece güneşin açtığı tek tip iklim vardır. İnsanların aile bireyleri dışında birbirlerine dokunmaları, yalan söylemeleri, dili yanlış kullanmaları ve sınırlar dışına çıkmaları yasaktır. Dahası hiç kimsenin duyguları, hissiyatları ve anıları yoktur. Böyle bir düzen içerisinde ergenliğini tamamlayıp, yaşıtları gibi hayatta kendisine verilecek görevi bekleyen Jonas, ummadığı bir sürprizle karşılaşacaktır... Yönetmenliğini Phillip Noyce'un üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda genç isim Brenton Thwaites başrolü üstlenirken, Jeff Bridges, Meryl Streep, Katie Holmes ve Alexander Skarsgård ona eşlik eden deneyimli isimler.
Filmde belirgin bir gerilim seviyesinin olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bir nevi "Seven" filmini andıran cinayetler gerçekleşiyor ancak bu cinayetlerin işlendiği sahneleri net bir şekilde göremiyoruz. Bu durum, genellikle polisin olay yerine gelip incelediği sahnelerle sınırlı kalmış. Fakat böyle olmasına rağmen, gizem unsurunun oldukça kuvvetli işlendiği kanısındayım, özellikle de bu cinayetlerin kim tarafından ve hangi sebep ile işlendiğini merak ediyor olmanız bu durumu gösteriyor. Bu cinayetlerin sonucunda neler olacağını tahmin edemiyor, sürekli bu durumu düşünmeye yönlendiriliyorsunuz.
Tabii ki, bu durumda Neve Campbell'ın filmdeki varlığının büyük bir etkisi olduğunu unutmamak gerekir. Yani, Campbell'ın etkileyici oyunculuğu, filmin gizem unsurunu başarılı bir şekilde sonuna kadar muhafaza etmeye yardımcı olmuş diyebilirim.
Bu nedenlerden dolayı filmden oldukça keyif aldım ve gizemli olayların işlendiği filmlerden hoşlanan herkese de bu filmi şiddetle tavsiye ederim. Kendi adıma, filmi izlerken kendimi tamamen hikayeye kaptırdım ve sürekli olarak ne olacağını merak ediyordum. Bence, gerilim ve gizem unsurlarını bir arada başarılı bir şekilde sunan bir film olarak dikkat çekmektedir.
Kanser olduğunu öğreninceye kadar sıradan bir hayat süren İda kuafördür. Kanser tedavisi sırasında saçlarını kaybeder ve sonrasında kocasının bir başkasıyla ilişkisi olduğunu öğrenir. Tüm bunlardan uzakta farklı bir dünyada kızının düğünü için yaptığı İtalya yolculuğunda karısının ölümü yüzünden hala tüm dünyayı suçlayan dul bir adamla tanışır. Çocuklarının vesilesiyle birbiriyle tanışan ikiliyi tahmin edemeyecekleri maceralar beklemektedir.Baş rollerini Pierce Brosnan, Kim Bodnia ve Trine Dyrholm'ın paylaştığı filmin yönetmenliğini Susanne Bier yapmış.
Kendi krallıklarını kötücül kemirgenlerden kurtarmak için iki genç fare, gizemli bir kristalin peşine düşerler. Bu kristal, krallıklarını düzene sokma gücüne sahip efsanevi bir sihirli ögedir ve bu yüzden onun peşine düşerler.
Film, Rodencia y el Diente de la Princesa adını taşıyor. Film, izleyenleri büyülü bir dünyaya, tehlikelerle dolu bir maceraya davet ediyor. Hikayenin kahramanları olan iki genç fare, yasaklı bir dünyayı gezip kristali bulmak için gözlerini kırpmadan engellere göğüs geriyorlar. Bu kristalin aslında krallığın düzenini yeniden sağlama gücüne sahip olduğunu öğrendiklerinde, onu bulmak için hayatlarını tehlikeye atarlar.
Ancak, bu yolda onları bekleyen tuzaklar, düşmanlar ve sürprizlerden habersizdirler. Kemirgenlerin istilasına karşı koyabilecek olan bu sihirli kristali bulmak için nelerle karşılaşacaklarına dair hiçbir fikirleri yoktur. Yine de, film süresince cesaretlerini ve inançlarını hiç yitirmeden ilerlerler ve bu da onları takdir etmemizi sağlar.
Çocuk ve yetişkinleri aynı anda etkileyebilecek bir hikayesi olan bu film, izleyicilerine fantastik ve macera dolu bir dünyayı sunuyor. Bu filmi izlemenizi tavsiye ederiz.
Son 20 yıldır işlenen cinayetler bir serii katil tarafından yapılmaktadır. Müfettiş Richard Kemp bu işin çözülmesi için tehlikeli sularda yüzmeye başlayacaktır. Richard Kempin Diğer Hayatı 2013 full hd film izle iyiseyirler diler.
Rusya'nın çarı öldü ve güç boşluğu oluştu. Bu dönem, geç 16. yüzyıl ve erken 17. yüzyıl olarak belirtilmekte ve bu döneme "Sorunların Zamanı" adı verilmiştir. Rus topraklarındaki bu önemli dönemde kimin liderlik edeceği konusunda belirsizlik hakimdi. Önceden güçlü ve istikrarlı bir liderliği olan çarın ölümü, birçok kişi ve grup arasında hükümet üzerinde kontrol sağlama mücadelesi yarattı.
Çarın ani ve beklenmeyen ölümü, ülkenin dört bir yanından çeşitli güçlerin ortaya çıkmasına ve birbirleriyle çekişme yaşamasına sebep oldu. Bu, hükümetin duvarlarında belirsizlik ve endişe dalgalarını yaydı, halkın güvenini sarsarak, sosyal ve ekonomik istikrarı alt üst etti. İşte bu dönem, büyük sıkıntılar ve belirsizlikler nedeniyle "Sorunların Zamanı" olarak adlandırılmıştır.
Söz konusu süre zarfında, Rusya'nın istikrarını sağlamak için mücadele veren farklı güçler arasındaki mücadeleler, bir dizi iç çatışma ve isyanın fitilini ateşledi. Görünürde güçlü bir liderin eksikliği, ülkenin genelindeki huzursuzluğu ve kargaşayı artırdı. Bu durum, Rusya'nın tarihindeki en belirsiz ve en karmaşık zamanlardan biri olarak kabul edilmektedir.