Mike Mills, kişisel deneyimlerinden esinlenerek yazıp yönettiği filmde, babası ile olan karmaşık ve sürprizlerle dolu ilişkisini son derece samimi bir biçimde beyaz perdeye taşıyor. Film, "Beginners" adını taşıyor ve izleyiciyi derinden etkileyen, duygusal bir hikayeyi ele alıyor. Hikaye, uzun yıllar süren bir evlilikten sonra eşinin vefatı üzerine 75 yaşındaki bir babanın, kendisinin eşcinsel olduğunu oğluna açıklamasıyla başlıyor. Bu açıklama, hem baba hem de oğul için yeni başlangıçların kapısını aralıyor.
Filmde, yaşlı baba ve yetişkin oğlu arasındaki ilişkinin evrimi, oğulun babasını yeni bir gözle keşfetmesi ve aralarındaki bağın giderek güçlenmesi işleniyor. Babanın geçmişteki sırları ve şimdiki açıklığı, ikilinin ilişkisinde hem zorluklara hem de beraber geçirilen tatlı anlara yol açıyor. Film, üzüntü ve mutluluğun iç içe geçtiği, gerçekçi ve duygusal anlarla dolu.
"Beginners", aynı zamanda izleyiciye, hayatın beklenmedik değişimlerine ve zorluklara adaptasyonun önemini hatırlatan, düşündürücü bir komedi olarak öne çıkıyor. Mike Mills'in bu filmi, 2005 yapımı "Başparmak" filminin ardından gelen ve İstanbul Film Festivali'nde büyük ilgi toplayan bir eseri. Babalar ve oğullar arasındaki ilişkileri, kişisel kimlik arayışını ve aşkın çeşitli biçimlerini sorgulayan bu yapım, aile içi bağların ne denli karmaşık ve aynı zamanda değerli olabileceğini gözler önüne seriyor.
Richard Hannay, Afrika'daki kolonilerde geçirdiği zamanın ardından Londra'ya döndüğünde, şehrin monoton ve heyecansız atmosferiyle karşılaşır. Fakat Londra'daki sıradan hayatı beklenmedik bir şekilde değişecektir. Bir akşam, bir tiyatro gösterisine katılırken bir ajanla tanışır ve bir anda kendisini büyük bir casusluk hikayesinin içinde bulur. Bu gizemli ajan, ülkeyi tehdit eden bir komplonun iç yüzünü açığa çıkarmak üzere Hannay'a bilgi sızdırır. Ancak bu bilgiyi Hannay'a aktardıktan kısa bir süre sonra ajan, gizemli bir şekilde öldürülür. Bu ölümle birlikte Hannay, hem polis hem de gerçek suçlular tarafından aranan bir kaçak haline gelir.
Üzerine atılan cinayet suçlamasını temizlemek ve gerçek komplocuları adalete teslim etmek zorunda olan Hannay, İskoçya'ya kaçar. Burada düşmanlarından saklanırken aynı zamanda komplonun daha da derin katmanlarını çözmeye çalışır. Yolculuğu esnasında, birçok tehlike ve zorluğun üstesinden gelir ve bazı beklenmedik müttefikler edinir. Richard Hannay'ın başından geçen bu maceralar, onu sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal olarak da sınar.
Bu heyecan dolu film, izleyicilere sürekli değişen müttefikler ve düşmanlarla dolu, tahmin edilemez bir hikaye sunuyor. Hannay'ın hayatta kalmak ve gerçeği ortaya çıkarmak için verdiği mücadele, sıradan bir adamın olağanüstü hâle nasıl geldiğinin etkileyici bir öyküsünü ortaya koyar.
Ben Campbell M.I.T'de okuyan bir öğrencidir. Okulunun masraflarını ödeyebilmek için ciddi miktarda paraya ihtiyacı vardır ve bunun bir yolunu bulur. Ben artık kendini kumar masalarında bulacaktır. Altı arkadaşıyla birlikte kart sayımı konusunda kendilerini geliştirirler. Artık bu konuda tamamen uzman olmuşlardır.
Ben kararını verir ve hemen Las Vegas yolculuğuna çıkar. Başlangıçta bu altı öğrenci için işler iyiye gidiyor gibi görünse de ilerleyen zamanlarda tehlikeli bir yola girdiklerini geçte olsa fark edeceklerdir.
Japonya'nın feodal döneminin sonlarına doğru geçen, gerilim dolu ve nefes kesici bir aksiyon filmi. Bu filmde, işsiz kalmış cesur samurayların bir araya gelerek hain ve zalim bir lordu durdurma çabalarını konu alıyor. Bu acımasız lord, tahta çıkma peşinde ve eğer başarılı olursa ülkeyi savaşın karanlık gölgesine sürükleyecek. Samuraylarımız ise, hem kendi onurlarını hem de ülkelerinin geleceğini kurtarmak için kenetleniyorlar.
Film boyunca, samuraylarımızın nasıl bir araya geldiklerini, aralarındaki bağları ve birlikte nasıl bir güç oluşturduklarını göreceğiz. Her biri kendi içinde farklı becerilere ve derin kişisel hikayelere sahip bu samuraylar, zalim lordun gaddar planlarını alt etmek için zekalarını ve savaş sanatlarını sonuna kadar kullanıyorlar.
Bu hikaye, adeta bir dönemin sonunu ve yeni bir başlangıcın mücadelesini simgeliyor. İzlerken hem tarihin tozlu sayfalarına yolculuk yapacak hem de samurayların cesaret ve fedakarlıklarına tanık olacaksınız. Unutulmaz karakterler, etkileyici dövüş sahneleri ve sürükleyici bir kurgu ile bu film, sadece aksiyon severlerin değil, tüm sinema severlerin beğenisini kazanacak.
Arthur Kriticos ailesiyle birlikte oldukça sıradan bir hayat yaşamaktadır. Bir gün evlerine amcasının öldüğü haberi ulaşır. Kendilerine onun ölümünden geriye oldukça güzel bir ev mirak kalır. Arthur ve ailesi bu eve taşınırlar. Bir süre sonra bu evde oldukça tuhaf olayların yaşandığını fark ederler. Artık bu evde geçirdikleri her dakika, hayatta kalmak için bir çabaya dönüşecektir.
Çinli yönetmen Xu Ke'nın, Batı'da bilinen adıyla Hark Tsui'nin 18 milyon ABD dolarlık bütçeyle çektiği, 17. yüzyılda Çin'de hüküm süren Qing hanedanı döneminde geçen bir destan özelliğini taşıyan filmi "Yedi Kılıç" (Seven Swords), festivalin açılış töreninde gösterilen film oldu, aynı zamanda film dünya çapında da gösterime girdi. Xu Ke'nin iki yıl hazırlıktan sonra çektiği bu son yapıtta, Asya'daki bir numaralı film yıldızları yer alıyor: Hong Kong sinema ve müzik çevrelerindeki "Dört Büyük Kral"dan Li Ming, sinema alanına yeniden dönen ünlü Hong Konglu kadın yıldız Yang Caini, Çin'in ana kesiminde şu an çok beğenilen Lu Yi ve Sun Honglei, hatta ünlü Koreli kadın oyuncu Kim So yeon ve dünyaca ünlü kungfu yıldızı Zheng Zidan... Film, hareketli sahneler üzerinde yoğunlaşıyor, 7 kılıcın olağanüstü güçlerini ve göz kamaştırıcı kılıç kullanma tekniklerini sergiliyor.
İşle özel hayatta yaşanan bir ihaneti birbirine karıştırmamak pek de kolay olmasa gerek. Vesper, 007 ‘nin sevdiği kadındır ve onun tarafından aldatılmıştır. Ancak elinde bir son görev vardır ve bu görevi yerin getirirken meseleleri kişisel boyuta taşımadan profesyonelce hareket etmek zorundadır. Gerçeğin peşinde sorgulamadayken Bond, Mr White’ı sorguya çeker ve Vesper’a şantaj yapanı bulmak ister. Ancak altında karmaşık bir şebeke işi yatmaktadır. James Bod maceraları aynı hızı ile devam ediyor.
Robert King oldukça varlıklı bir petrol kralıdır ve dünyaca tanınan bir teröristin organize ettiği bir suikast sonucunda öldürülür. Suikasti düzenleyen teröristin büyük amacı ve iddiası dünyayı ele geçirmektir. Ölen petrol kralının güzeller güzeli kızını korumak üzere de görevlendirilen James Bond, dünyayı bu teröristin deneme tahtasına çevirmemek amacındadır. Ülkeler amacı bir maceranın fitili ateşlenir, İstanbul bu serüvenin son durağı olacaktır.
İstanbul'da çekilen James Bond filmlerinin arasında finaliyle ayrı bir öneme sahip olan The World Is Not Enough'ın Bond şarkısını Garbage grubu bestelemişti.
Jo, süpermarket işinde tıkanmış bir durumda bulunurken, diğer arkadaşları ise her biri tamamen farklı yollarda ilerlemektedir. Cassandra, internette tanıştığı biriyle yüz yüze görüşebilmek için Atlantik'i aşarak New York'a adım atmıştır. Hayatının bu yeni dönemeçte, tanımadığı bir şehirde, tanımadığı bir insanla buluşmanın heyecanı ve endişesi içindedir. Öte yandan, Kerry, feminist bir grup ile aktivizm yaparak, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmaya çalışmaktadır. Bu süreçte, hem kendi kimliğini güçlendirmekte hem de toplumsal bir değişim yaratma peşindedir. Shannon ise, hayranı olduğu bir yazarla tanışabilmek için kendini beklenmedik bir maceranın içinde bulur. Bu tek yönlü seyahat, onun için hem bir kaçış hem de kendini keşfetme yolculuğu haline gelmiştir.
Her biri kendi içsel ve dışsal mücadeleleriyle boğuşurken, bu dört arkadaş, hayatlarını değiştirecek dönemler yaşamaktadırlar. Film, onların bu bireysel yolculuklarını ve karşılaştıkları zorlukları, umutları, hayal kırıklıklarını ve başarılarını bir araya getirerek, izleyiciye tanıdık ve etkileyici bir hikaye sunuyor. Her karakterin özgün hikayesi, onların kişiliklerini ve yaşam mücadelelerini derinlemesine ele alırken, dostluk ve dayanışmanın gücünü de ön plana çıkarıyor.
Taboulistan, Orta Asya'da yer alan ve genelde haritalarda bile yer almayan küçük ve pek tanınmayan bir ülkedir. Bu durumdan oldukça rahatsız olan ülke lideri, Taboulistan'ı dünya çapında tanıtabilmek için oldukça sıra dışı ve tehlikeli bir plan yapar. Plan, Paris'in simgesi olan Eiffel Kulesi'ne yönelik büyük bir terör saldırısı düzenlemektir. Ülke başkanı, bu görev için özel olarak seçtiği iki askeri, Muzafar ve Ferouz'u, bu zorlu ve riskli misyonu yerine getirmek üzere eğitir. İki asker, verdikleri bu büyük sorumluluk karşısında hem şaşkın hem de tedirgindirler. Görevleri, dünya üzerindeki tüm gözleri küçük ülkelerine çevirecek bir eylem gerçekleştirmektir. Ancak bu tehlikeli girişim, beklenmedik komik durumların ve olayların gelişmesine neden olur. Muzafar ve Ferouz'un maceraları, hem kendilerini hem de izleyiciyi şaşırtacak bir dizi karar ve tesadüfle doludur. Bir yandan gerilimi yüksek tutarken, diğer yandan da izleyicilere keyifli kahkahalar sunan bir film.