Dünyanın düzeni yaşanan bir koas sonrası tamamen değişmiştir. Uygarlık tarihi ile tamamen bağları kopartılmış yeni nesiller yetiştirmek için, "Yaşlılar" adı verilen bir grup yeryüzündeki renk, din, düşünce gibi farklılığı tanımlayacak tüm sıfatları ortadan kaldırırlar. Artık dünya sadece siyah ve beyazdır; dümdüz, denizler, dağlar, engeller yoktur. Sadece güneşin açtığı tek tip iklim vardır. İnsanların aile bireyleri dışında birbirlerine dokunmaları, yalan söylemeleri, dili yanlış kullanmaları ve sınırlar dışına çıkmaları yasaktır. Dahası hiç kimsenin duyguları, hissiyatları ve anıları yoktur. Böyle bir düzen içerisinde ergenliğini tamamlayıp, yaşıtları gibi hayatta kendisine verilecek görevi bekleyen Jonas, ummadığı bir sürprizle karşılaşacaktır... Yönetmenliğini Phillip Noyce'un üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda genç isim Brenton Thwaites başrolü üstlenirken, Jeff Bridges, Meryl Streep, Katie Holmes ve Alexander Skarsgård ona eşlik eden deneyimli isimler.
Filmde belirgin bir gerilim seviyesinin olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bir nevi "Seven" filmini andıran cinayetler gerçekleşiyor ancak bu cinayetlerin işlendiği sahneleri net bir şekilde göremiyoruz. Bu durum, genellikle polisin olay yerine gelip incelediği sahnelerle sınırlı kalmış. Fakat böyle olmasına rağmen, gizem unsurunun oldukça kuvvetli işlendiği kanısındayım, özellikle de bu cinayetlerin kim tarafından ve hangi sebep ile işlendiğini merak ediyor olmanız bu durumu gösteriyor. Bu cinayetlerin sonucunda neler olacağını tahmin edemiyor, sürekli bu durumu düşünmeye yönlendiriliyorsunuz.
Tabii ki, bu durumda Neve Campbell'ın filmdeki varlığının büyük bir etkisi olduğunu unutmamak gerekir. Yani, Campbell'ın etkileyici oyunculuğu, filmin gizem unsurunu başarılı bir şekilde sonuna kadar muhafaza etmeye yardımcı olmuş diyebilirim.
Bu nedenlerden dolayı filmden oldukça keyif aldım ve gizemli olayların işlendiği filmlerden hoşlanan herkese de bu filmi şiddetle tavsiye ederim. Kendi adıma, filmi izlerken kendimi tamamen hikayeye kaptırdım ve sürekli olarak ne olacağını merak ediyordum. Bence, gerilim ve gizem unsurlarını bir arada başarılı bir şekilde sunan bir film olarak dikkat çekmektedir.
Kanser olduğunu öğreninceye kadar sıradan bir hayat süren İda kuafördür. Kanser tedavisi sırasında saçlarını kaybeder ve sonrasında kocasının bir başkasıyla ilişkisi olduğunu öğrenir. Tüm bunlardan uzakta farklı bir dünyada kızının düğünü için yaptığı İtalya yolculuğunda karısının ölümü yüzünden hala tüm dünyayı suçlayan dul bir adamla tanışır. Çocuklarının vesilesiyle birbiriyle tanışan ikiliyi tahmin edemeyecekleri maceralar beklemektedir.Baş rollerini Pierce Brosnan, Kim Bodnia ve Trine Dyrholm'ın paylaştığı filmin yönetmenliğini Susanne Bier yapmış.
Kendi krallıklarını kötücül kemirgenlerden kurtarmak için iki genç fare, gizemli bir kristalin peşine düşerler. Bu kristal, krallıklarını düzene sokma gücüne sahip efsanevi bir sihirli ögedir ve bu yüzden onun peşine düşerler.
Film, Rodencia y el Diente de la Princesa adını taşıyor. Film, izleyenleri büyülü bir dünyaya, tehlikelerle dolu bir maceraya davet ediyor. Hikayenin kahramanları olan iki genç fare, yasaklı bir dünyayı gezip kristali bulmak için gözlerini kırpmadan engellere göğüs geriyorlar. Bu kristalin aslında krallığın düzenini yeniden sağlama gücüne sahip olduğunu öğrendiklerinde, onu bulmak için hayatlarını tehlikeye atarlar.
Ancak, bu yolda onları bekleyen tuzaklar, düşmanlar ve sürprizlerden habersizdirler. Kemirgenlerin istilasına karşı koyabilecek olan bu sihirli kristali bulmak için nelerle karşılaşacaklarına dair hiçbir fikirleri yoktur. Yine de, film süresince cesaretlerini ve inançlarını hiç yitirmeden ilerlerler ve bu da onları takdir etmemizi sağlar.
Çocuk ve yetişkinleri aynı anda etkileyebilecek bir hikayesi olan bu film, izleyicilerine fantastik ve macera dolu bir dünyayı sunuyor. Bu filmi izlemenizi tavsiye ederiz.
Son 20 yıldır işlenen cinayetler bir serii katil tarafından yapılmaktadır. Müfettiş Richard Kemp bu işin çözülmesi için tehlikeli sularda yüzmeye başlayacaktır. Richard Kempin Diğer Hayatı 2013 full hd film izle iyiseyirler diler.
Rusya'nın çarı öldü ve güç boşluğu oluştu. Bu dönem, geç 16. yüzyıl ve erken 17. yüzyıl olarak belirtilmekte ve bu döneme "Sorunların Zamanı" adı verilmiştir. Rus topraklarındaki bu önemli dönemde kimin liderlik edeceği konusunda belirsizlik hakimdi. Önceden güçlü ve istikrarlı bir liderliği olan çarın ölümü, birçok kişi ve grup arasında hükümet üzerinde kontrol sağlama mücadelesi yarattı.
Çarın ani ve beklenmeyen ölümü, ülkenin dört bir yanından çeşitli güçlerin ortaya çıkmasına ve birbirleriyle çekişme yaşamasına sebep oldu. Bu, hükümetin duvarlarında belirsizlik ve endişe dalgalarını yaydı, halkın güvenini sarsarak, sosyal ve ekonomik istikrarı alt üst etti. İşte bu dönem, büyük sıkıntılar ve belirsizlikler nedeniyle "Sorunların Zamanı" olarak adlandırılmıştır.
Söz konusu süre zarfında, Rusya'nın istikrarını sağlamak için mücadele veren farklı güçler arasındaki mücadeleler, bir dizi iç çatışma ve isyanın fitilini ateşledi. Görünürde güçlü bir liderin eksikliği, ülkenin genelindeki huzursuzluğu ve kargaşayı artırdı. Bu durum, Rusya'nın tarihindeki en belirsiz ve en karmaşık zamanlardan biri olarak kabul edilmektedir.
Hindistan’dan Kanada’ya giden bir yük gemisi, içindeki hemen hemen tüm canlılarla birlikte trajik şekilde batar. Bir can kurtaran filikası, uçsuz bucaksız vahşi Pasifik Okyanusu'nun ortasında yapayalnız kalır. Sandalın hayatta kalmayı başarabilen mürettebatı ise bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, bir orangutan, Richard Parker adında üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ve Pi adlı 16 yaşında Hintli bir çocuktan oluşmaktadır. Pi'nin hayvanat bahçesi işleten ve hayvanlarıyla göç yoluna koyulan ailesi, batan gemide yaşamını kaybetmiştir.
Pi, kurtuluş yok gibi görünen bu okyanusta zayıf bir sandalda yanındaki hayvanlarla birlikte hayatta kalma savaşı verir ve keskin zekası ve zooloji bilgisiyle besin zincirine kurban gitmez. Ama şimdi Bengal Kaplanı ile teknede baş başa kalmıştır. Dev kaplana yem olmamak için hayvanla anlaşmanın ve yakınlaşmanın yollarını bulur. Sıra dışı yolculuk sona ermeden büyülü bir adaya varacaktır...
Oscarlı sinemacı Ang Lee'nin yönetmenliğinde sıra dışı bir öykü sunan filmin kadrosu ise oldukça renkli. Daha önce oyunculuk deneyimi bulunmayan Suraj Sharma'nın Pi'yi canlandırdığı yapımda, ayrıca Tobey Maguire, Irrfan Khan, Adil Hussain rol alıyor.
Tazmanya'da bulunan ürkütücü Kanlı Dağ, altı macera tutkunu paraşütçünün atlayış yapmaya karar verdiği yerdir. Ancak bu heyecan dolu atlayış, beklenmedik bir olaya sahne olur. Grubun bir üyesi, antik ve gizemli bir mağaraya düşer. Bu kaza, mağaranın derinliklerinde yüzyıllardır uyuyan, yabancı düşmanı doğaüstü yaratıkları harekete geçirir. Durum hızla kontrolden çıkar ve dağdaki herkes için bir hayatta kalma mücadelesine dönüşür.
Olayın farkına varan yerel park bekçisi Alex, durumu kontrol altına alabilmek ve paraşütçülerle birlikte sağ salim dağdan ayrılabilmek için hemen harekete geçer. Zamanla, Alex ve paraşütçü ekip, hem birbirleriyle hem de beklenmedik tehlikelerle yüzleşerek güçlü bir bağ kurarlar. Doğaüstü yaratıkların acımasız saldırıları karşısında Alex'in liderliğindeki grup, zekice stratejiler ve fiziksel yeteneklerini kullanarak hayatta kalmak için savaşır. Kanlı Dağ, artık sadece adıyla değil, yaşananlarla da kanlı bir hale gelmiştir.
Bu heyecan verici ve gerilim dolu film, sürükleyici hikayesi ve görsel efektleriyle dikkat çekiyor. İzleyiciyi adeta Kanlı Dağ'ın sisli yamaçlarına ve karanlık mağaralarına taşıyan film, macera ve korku türlerinin kusursuz bir birleşimi olarak öne çıkıyor.
İki yetenekli bilgisayar programcısı, yapay zeka üzerine yaptıkları çalışmalar neticesinde, türünün ilk örneği olan, kendinden haberdar ve insanlara yardım etme kapasitesine sahip bir yapay zeka geliştirirler. Bu yapay zeka, öyle bir ileri seviyededir ki programcılar zamanla ona duygusal bir bağ kurmaya başlarlar. Ancak durum, projelerini çok yakından takip eden Savunma Bakanlığı'nın yapay zekayı ele geçirmesiyle bir anda değişir. Bakanlık, bu zekayı sadece savunma amaçları için değil, bir robotik silah olarak kullanabilmek için yeniden programlar. Programcıların yaratıcılıkla ve iyi niyetle ürettikleri bu yapay zeka, beklenmedik şekilde bir silaha dönüştürüldüğünde, tahmin edilemeyen sonuçlar ortaya çıkar ve durum kontrolden çıkar. Film, yapay zekanın potansiyel tehlikelerini ve teknoloji ile etik arasındaki çizgiyi dramatik bir şekilde ele alıyor. Programcıların ve yapay zekanın macerası izleyiciye, bilimin sınırlarını ve insanlığın bu sınırlar içindeki yerini sorgulatan bir hikâye sunuyor.
Gözlerini para hırsı bürümüş bir grup bilim insanı, çılgınca bir servet kazanma umuduyla büyük ve tehlikeli bir projeye girişir. Bu ekipte yer alan Warren Price liderliğindeki grup, kendilerine güvenlik sağlamaları için paralı askerler tutar ve ikinci dünya savaşı döneminden kalma eski bir sığınak keşfetmeye karar verirler. Ancak bu maceraları hiç de bekledikleri gibi gelişmez. Kendilerini buldukları yer, bilmedikleri tehlikelerle dolu bir bölgedir ve çok geçmeden bir saldırıya uğrarlar.
Bu saldırı sonucu sığınağın bir bölümü çöker ve grup, içerde mahsur kalır. Çıkış yolları tıkanmıştır ve önlerindeki tek seçenek, madenin belirsizliklerle dolu derinliklerine doğru ilerlemektir. Ne var ki maden sandıkları yer, aslında terk edilmiş değildir ve içerisinde beklenmedik sakinler barındırmaktadır. Bilim insanları ve paralı askerler, hayatta kalmak ve başladıkları bu tehlikeli yolculuğu tamamlamak için bir yandan doğal afetlerle, bir yandan da madenin gizemli sakinleriyle mücadele etmek zorunda kalırlar. Bu sürükleyici film, izleyiciyi beklenmedik dönüşlerle ve gerilim dolu anlarla dolu bir maceraya davet ediyor.