Kate ve Alex, Manhattan’da iyi iş yapan bir mobilya dükkanının sahibidirler. Kızları Abby ile yaşadıkları evi genişletmek ve yeniden dekore etmek istedikleri için yan daireyi satın almaya karar verirler. Ancak bunu yapmaları için 91 yaşındaki kiracı Andra’nın (Ann Guilbert) ölmesini beklemeleri gerekmektedir. Kate’in ailesi Andra’yı ve ona bakan torunlarını) tanıyıp aralarındaki çekişmeye, inişli çıkışlı ilişkiye ve keskin mizaha şahit olurlar.
Film, genç bir adam olan hız yarışçısı Speed Racer’ın ağabeyinin yaşamına mal olan The Crucible adlı cross-country rallisini kazanmayı hedef alışını anlatmaktadır. Speed, yarış konusunda doğuştan gelen bir yetenek ile tutkuya sahiptir. O, pistlerde fırtına gibi esen korkusuz bir adamdır. Dillere destan yaşamış ve yarışmış olan ağabeyi Rex Racer ise en büyük idolüdür. Hedefi uğrunda aslında vaktiyle rakibi olan Racer X ile işbirliği yapar. Ölüme meydana okuyarak bu ralliyi kazanmak için her şeyini vermeye hazırdır. Film, Wachowski kardeşlerin bir kez daha iddialı ve sıradışı emeğini taşıyor.
Boston’da Charlestown adlı bir bölge, nesiller boyu çok sayıda hırsızlıklara sahne olmakla ünlüdür. Bu işi yapanlar da kendi aralarında aile gibi olmuşlardır. Örneğin Dough MacRay özellikle banka soygunları yapan grubun başında lider konumundadır. Görevi gereği yaşamının hiçbir yerinde insanlarla yakınlaşmamıştır çünkü birini kaybetme duygusu işine engel teşkil edecektir. Ancak hayat bazen koşulları zorlar. Son hırsızlık görevi esnasında misyon gereği banka müdiresi Claire Keesey’i rehin almak zorunda kalır. Ne var ki bu kadına beklenmedik bir biçimde bazı hisler beslemeye başlaması hırsızlar liderini alabora edecektir.
Danny ve Sandy, hayatlarına damga vuran bir yaz aşkı yaşamışlardır. Ancak artık yaz bitmiştir ve ikili ayrılıp okullarına dönmek zorundadırlar. Danny, okuldaki ilk gününde önceden de mensubu olduğu bir deri ceketli çetenin başına döner. Artık sürekli olarak yazın geçirdiği güzel günlerinden bahsetmektedir. Ancak bilmediği bir şey vardır. Bu da Sandy'nin aynı gruba kaydolmuş olmasıdır. İşin kötüsü ikili birbirine düşman iki grubun mensubudurlar.
Gran Torin'da, geçimsiz moruk Walt Kowalsky, huysuz bir yaşlı adamdır. İhtiyar Walt hala savaşın negatif etkilerinden kurtulamamıştır. Kore'nin çorak topraklarında gazi ünvanını edinmiş ama pek çok şeyi de Asya'da bırakmıştır. Film, Korelilere ön yargılı muhafazakar bir Amerikalı ile zor katlandığı yan komşusu Uzakdoğulu Thao arasındaki sevimli arkadaşlığı konu ediniyor. İlk başlarda gerilimli başlasa da, ilerleyen süreçte gelişen dostlukları bir çok önyargının parçalanması ile mümkün olabiliyor. Filmin asıl gelişimi Kowalski’nin pek kıymetli nesnesi 1972 model Gran Torino’nun Thao tarafından çalınmaya teşebbüs edilmesiyle tetikleniyor. Thao’yu kendi usüllerine göre eğitmek isteyen ve çocuğu cezalandıran Kowalski, sonrasında farkında olmadan genç adama bir sorununu halletmesinde yardımcı olur. Bu vesileyle Thao’nun akrabaları Hmong ailesi tarafından hediyelere boğulan Kowalski zamanla bu Uzakdoğulu aileyle yakınlaşacak, aralarında benzersiz bir bağ oluşacaktır. Sinemayı sinema yapan isimlerden biri olan Clint Eastwood tarafından çekilen film, efsanevi ismin unutulmaz oyunculuklarından birine de ev sahipliği yapıyor.
Gladyatör'de,İmparator Marcus Aurelius’un hüküm sürdüğü Roma’da bir general olan Maximus imparatorluğun hiyerarşik basamaklarında gitgide yükselmektedir. Babasının kendisini kayırmak yerine Maximus adındaki bu yabancıyı el üstünde tutması da tahtın asıl varisi olan Commodus’u rahatsız etmektedir. Commodus, Maximus ve ailesinin öldürülmesi yönünde emrini çıkarmak için fazla beklemez. Ölümden zor kurtulan Maximus artık bir gladyatör olarak eğitilmek üzere arenaya gönderilir. Maximus’un aklında tek bir istek vardır, Commodus’u öldürmek ve ailesinin intikamını bir an önce almak. Ridley Scott’ın bol ödüllü filmi, gösterildiği sene hem gişedeki büyük başarısıyla hem de aldığı Oscar’larla isminden epeyce söz ettirmişti.
Ben Affleck'in başrolde yer aldığı eğlenceli bir "pop-corn" sineması örneği olan "Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar" filmi, Marslı addedilen erkekler ile Venüslü kabul edilen kadınların karmaşık çelişkileri üzerine kurulu bir komedi. Bir telefonun başına oturmuş, daha önce sizi arayacağını söylemiş erkeğin geri aramasını mı bekliyorsunuz? Ya da kız arkadaşınızın artık sizinle niye uyumadığını anlayamıyor musunuz? Ya da belki ilişkinizde ileri adım atamıyorsunuz. Belki de sadece o kişi size göre değildir. "Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar", birbiriyle bağlantısız, 20'li 30'lu yaşlarında Baltimore'lu bir grup insanın hikayesini gayet eğlenceli bir şekilde işliyor. Söz konusu insanlar ilişki havuzunun sığ kısmından evlilik hayatının derin ve bulanık sularına doğru ilerlerken bir yandan karşı cinsin işaretlerini okumaya, bir yandan da istisna yoktur kuralına istisna oluşturmaya çalışıyorlar. Yönetmenliğini Ken Kwapis'in gerçekleştirdiği film, kendine has büyük bir hayran kitlesi bulunan Ben Affleck'in başarılı performansıyla göz dolduruyor.
Korku sinemasının en uğursuz antikahramanı Freddy yine ergen gençlere kabuslar yaratmakla meşgul. Tabi sadece bu kabusları görmelerini sağlamıyor, bizzat rüyalarının içine girerek meşhur penceleriyle onlara hadlerini bildiriyor. Çünkü kendisi de "muhafazakar ailelerin bir kurbanıdır" ve bilinç altında onları suçlamakta, temiz aile çocuklarını katlederek intikamını almaktadır. Freddy Krueger karakterini Watchmen'de Rorshach karakterini oynayan Jackie Earle Haley canlandırıyor. Filmin yönetmen koltuğunda ise Samuel Bayer oturmaktadır. Filmin prodüktörlüğünü Michael Bay, Brad Filler ve Andrew Form üstlenmiş ve filmin senaristi olarak Wesley Strick görev almıştır. Filmin başrol oyuncuları arasında Rooney Mara, Katie Cassidy, Thomas Dekker ve Kellan Lutz da bulunuyor. Los Angeles'taki bir mahallede gençler esrarengiz bir şekilde katledilmeye başlarlar. Parmaklarında jilet keskinliğinde bıçakları olan korkunç bir adamın bulunduğu kabuslarda uyurken canlarını vermektedirler. Rüyalardaki bu "yanık tenli" katil, yıllar önce çocuklarını öldürdüğü aileler tarafından linç edilerek öldürülen sapık Fred Krueger'dan başkası değildir. Freddy her nasılsa şimdi geri dönmüş, yeni yetmeleri bir bir rüyalarında öldürerek kendini rahatlatmaktadır.
Genç kızların son dönemdeki sevgilisi Channing Tatum'u başrole taşıyan bu son dönem kılıç ve sandalet filmi, Devlet Düşmanı ile tanıdığımız Kevin McDonald'ın yönetmenliğinde çekildi.
M.S. 2. yüzyıl da Roma İmparatorluğu sınırlarını Britanya’ya dek genişletmiştir. Romalı komutan Flavius Aquila, daha sonra '9. Lejyon' olarak anılacak olan emrindeki 5000 askeri Kuzey Britanya topraklarına gönderir. Fakat askerler gizemli bir şekilde ortadan kaybolurlar... Bundan 20 yıl sonra da komutanın oğlu genç Marcus Flavius Aquila, talihsiz bir şekilde kaybolan lejyonun izini sürmek ve aile şerefini kurtarma umuduyla tekrar bu topraklara doğru yola çıkar. Ona bu yolda eşlik edecek kişi ise Esca adındaki bir köledir...
Köle ve efendi konumundaki iki adam, sadakat ve ihanet, dostluk ve nefret ve kahramanlık ile madrabazlığın sınırlarında gezinecekleri tehlikeli bir görevi gerçekleştirmek üzere bilinen dünyanın ötesinde bir maceraya atılırlar.
Roy Scheider (Chief Martin Brody) , Robert Shaw (Quint) , Richard Dreyfuss (Matt Hooper) , Lorraine Gary (Ellen Brody) , Murray Hamilton (Mayor Larry Vaughn) Amity adası denizden gelen bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Denizin keyfini çıkarmakta olan insanlara birşey saldırmakta ve vahşice öldürmektedir. Bu durum büyük geliri turizmden olan ada halkını etkiler. Dev bir beyaz köpekbalığı olduğu anlaşılan tehlikeyi uzak tutmak için gösterdikleri bütün çabalar faydasız kalınca Şerif Brody, yakın dostları Hooper ve Quint'i de alarak köpekbalığı ile savaşa girer. Steven Spielberg tarafından yönetilen film, 1976 yılında en iyi müzik, kurgu ve ses dallarında Oscar almış, en iyi film dalında da adaylıkla yetinmişti.