Bilimsel bir kaza, suda yaşayan canlıların zombilere dönüşmesine neden olur. Kaza sonrasında saldırganlaşan hayvanlar, büyük bir kaos yaratır.
Orijinal görüntüler ve röportajlarla hazırlanan bu belgesel, Apollo 13'ün heyecan verici hikâyesini ve astronotları sağ salim geri getirmek için verilen mücadeleyi anlatıyor.
Uzaya gönderilen bir maymun, bilinmeyen bir sebeple kaybolur ve yıllar sonra yeryüzüne zorunlu iniş yapar. İndiği kapsül, sıvı sızdırarak olağanüstü bir değişim başlatır. Bu sıvı, hem maymunun hem de o sırada oradan geçmekte olan bir Gila canavarının devasa boyutlara ulaşmasına neden olur. Devasa boyutlara ulaşan bu iki yaratık, yolları yeniden kesiştiğinde bir araya gelirler ve kaçınılmaz olarak karşı karşıya gelirler. Maymun ve Gila canavarı arasında geçen bu büyük dövüş, etrafı yerle bir ederek kaos yaratır. Film, izleyenleri aksiyon dolu sahneleri ve olağanüstü görsel efektleriyle etkilerken, aynı zamanda büyüleyici ve heyecan verici bir macera sunar.
Harika bir ilk randevunun ardından Bea ve Ben'in ateşli çekiciliği buz gibi bir hal alır; ta ki kendilerini Avustralya'daki bir düğünde beklenmedik bir şekilde yeniden bir araya gelene kadar. Böylece her iki olgun yetişkinin yapacağı şeyi yaparlar: bir çiftmiş gibi davranmak. Peki birbirlerinden nefret etmelerine rağmen bu oyunu sürdürebilecekler midir?
Eski kulağı kesiklerden olan yaşlı Kasım, kendi damadını ortadan kaldırmakla suçlanmaktadır. Polis ekibini ise uzun ve hayli ilginç bir sorgulama beklemektedir. Zira Kasım, damadını Anunnakiler gezegeninden gelen birinin alıp götürdüğünü iddia etmektedir. Bu iddialar bir takım gelişmelerle de desteklenince sorgulama içinden çıkılmaz bir hâl alır. Gerçekten Kasım, hiç hazzetmediği damadını ortadan kaldırmış mıdır yoksa her şey anlattığı gibi mi gelişmiştir?
Gelini Akide Beykozun sahile yakın mahallerinden birinde en küçük oğlu Ercan ile yaşar. Akide’nin Ercan dışında Maksut ve Fikret adlı iki oğlu daha olsa da onun tüm enerjisi küçük oğlunun üzerindedir. Maksut ve Fikret annelerinin değil kendi buldukları kızlarla evlendiği için kızgındır onlara. Gelinleri Saadet ve Aysel’i hiç haz etmediği gibi, onlarla yaşadığı olumsuzluklar onu yeni bir fikre yöneltir; Akide en küçük oğlu Ercan’ı kendi bulduğu kızla evlendirmeye yemin eder. Oysa ki Ercan Beykoz merkez sağlık ocağına yeni atanan hemşire Duyguya evlenme teklifini çoktan etti bile. Duygu ise annesiz büyüdüğü için aile ilişkilerine çok önem verdiğinden Ercanla annesinin gönlü olmadan evlenmeyeceğini söyler. Bu durum iki aşığı bir oyun oynamaya mecbur bırakır.
Selçuk ve Zeynep üniversitede birbirlerine aşık olmuş, erken yaşta evlenmişlerdir. Selçuk eşini kıskandığı için çalıştırmamış, Zeynep’te sıkıntıdan kendini alışverişe ve ev işlerine vermiştir. Beyaz yakalı olan Selçuk bir süre sonra eşinden sıkılmış ve ayrılmaya karar vermiştir. Zeynep artık kendisiyle ilgilenmeyen bir adamla evli kalmak istememiş ve araba, ev ve 4 bin lira nafaka karşılığı boşanmayı kabul etmiştir. Selçuk eşinden bir an önce boşanmak için isteklerini bir çırpıda kabul etmiş ve boşanmıştır.
Victoria dönemi Londra'sında yaşayan bir çift, çocuklarının doğumunun ardından garip ve olağandışı bir dizi psikolojik ve doğaüstü olayla başa çıkmak zorunda kalır. Anne ve baba, bebeklerinin dünyaya gelmesinden kısa bir süre sonra evlerinde tuhaf şeyler olmaya başladığını fark ederler. Önce küçük belirtilerle başlayan bu olaylar, zamanla daha belirgin ve korkutucu hale gelir. Evdeki eşyaların yer değiştirmesi, geceleri duydukları ürkütücü sesler ve kimsenin açıklayamadığı gölgeler, çiftin hayatında büyük bir huzursuzluk yaratır.
Bunlarla birlikte, özellikle anne, çocuğuna olan bağları üzerinden çeşitli zihinsel oyunlarla karşı karşıya kalır. Uykusuz geceler, sürekli bir tedirginlik ve gerçeklikle hayal arasındaki çizginin giderek bulanıklaşması, kadının psikolojik sağlığını ciddi şekilde etkiler. Baba ise, bir yandan eşine destek olmaya çalışırken diğer yandan evin içinde olan biteni anlamaya çalışır. Ancak ne kadar çaba sarf etseler de, olayların kökenine inmekte zorlanırlar.
Bu sırlı ve ürkütücü atmosferde çift, hem kendi mantıklarıyla hem de birbirleriyle olan ilişkileriyle mücadele ederler. Film, hem karakterlerin içsel dünyalarını derinlemesine ele alırken hem de izleyiciyi sürekli bir gizem ve gerilim içinde tutar. Filmdeki olaylar, izleyiciyi sürekli olarak neler olacağı konusunda meraklandırır ve çiftin yaşadığı korku dolu anları yoğun bir biçimde hissettirir.
Büyük Rus sinemacı Andrey Tarkovski’nin yaşamını ve filmlerini kendi ağzından dinlediğimiz bir belgesel. Nadir bulunan ses kayıtları eşliğinde, yönetmenin anıları, insanın varoluşu üzerine fikirleri, bizi yedinci sanatı derinden etkilemiş bu özel figürün iç dünyasına götürüyor.
Şöhret Dediğin Ted Gold adlı bir yazarın hikayesini konu alıyor. Ted, çok satan kitapları olan bir yazardır ve bir gün avangart bir performans sanatçısı olan Velocity ile karşılaşır. Velocity, %1'lik dünyanın dışında kalan biridir ve Ted'in hayatına girmesiyle birlikte onun dünyasını alt üst eder. Ted, Velocity'nin dürüst ve farklı dünyasına karşı ahlaki bir ikilem yaşar.