Eski zamanlarda yaşayanların inancına göre elinde yedi perşomeni tutana mutlak güç verilirdi.İnanışa göre asil kandan doğan bu çocuk büyüdüğünde tüm dünyaya hükmedermiş.Asil kandan olan Kelt kralı, bu perşomenleri bulurak, Avrupa'da başlamış olan savaşı durdurup barışı getirmek için Hristiyan konseyine sunar.Ancak hırslı bir lord kralı öldürür.Kralın kızı kehanetin gerçekleşmesi için konsey tarafından korunmaya alınır.
Artık emekli olan ve kendi kendisini bir sürgüne mahkum eden Poirot, Venedik’te isteksizce perili bir palazda bir seansa katılır. Misafirlerden biri öldüğünde Poirot, katilin kim olduğunu ortaya çıkarmak için harekete geçer.
Dr. Karn, reenkarnasyon geçişinde hastalara rehberlik eden bir önemli bir uzmandır. Harrison sürekli tekrar eden gizemli rüyalar gördüğünde yardım için Dr. Karn’ın reenkarnasyon merkezine gider ve önceki hayatında sevdiği bir kadınla olan karşılaşmasını tüm teferruatı ile anlatır. Sistemdeki bir aksaklığı fark eden doktor, hastasının geleceğini kalıcı olarak rayından çıkarmadan önce sorunu çözmeye çalışır.
"Clark Terry'nin Jazz Efsanesi" adlı belgesel, bu efsane ismi dört yıl boyunca takip eder ve Terry ile 23 yaşında, kör piyano dehası Justin Kauflin arasındaki mentorluk ilişkisini belgeler. Genç sanatçı, elit ve uluslararası bir müsabakada yarışmak için hazırlanırken bu belgeselde yer alır.
Belgeselde, Clark Terry'nin sadece eşsiz bir müzisyen olduğunu değil, aynı zamanda genç yetenekleri keşfetme ve geliştirme konusunda da büyük bir yeteneğe sahip olduğunu gözlemleyebiliriz. Kauflin, kör olduğu için müziği ve piyanoyu tamamen farklı bir boyutta, ışıktan bağımsız ve gözleriyle değil; kalbi, ruhu ve elleriyle hissediyor. Terry'nin de yardımıyla, genç yetenek bu zorlukları aşmayı ve müziğin gerçek sınırlarını keşfetmeyi başarıyor.
Belgesel, müziğin evrenselliğini ve birleştirici gücünü de gözler önüne seriyor. Müzik, dil, ırk, yaş veya engel tanımaz; sadece ruhları harekete geçirir ve hayatları dönüştürür. "Clark Terry'nin Jazz Efsanesi" belgeseli, izleyenlere müziğin ve hayatın derinliklerini hissettirirken, genç bir müzik prodüjisinin başarıya ulaşmak için verdiği çabayı ve mücadeleyi de anlatıyor.
Genel olarak, bu belgesel, yetenekli bir sanatçının eşsiz yolculuğunu ve sıkı çalışmanın sonucunda doğan başarıyı anlatması bakımından son derece ilham verici ve etkileyici. Müzik ve sinema severlerin kaçırmaması gereken bir yapım. Bu özenle hazırlanmış yapıtın sizlere de, bana olduğu gibi unutulmaz anlar yaşatacağına inanıyorum. İyi seyirler dilerim.
Eskiden saygın bir cerrah olan bir adam, ailesini ve hafızasını kaybettikten sonra unuttuğu geçmişinden biriyle yeniden bağ kurunca eski hayatına kavuşma fırsatı yakalar.
Endişeli bir gelin adayı, acil bir şekilde New York'a gitmek için kırık bir kalpli bir adam ve mutlu evli bir çiftle birlikte yolculuk yapar. Yolda birbirlerini ve kendilerini tanıyan bu dört kişi, birbirlerine yardım ederken birçok şey öğrenirler.
Gelin adayı, evliliğin getireceği sorumluluklar ve değişiklikler nedeniyle endişeli hissetmektedir. Bu yolculuk sırasında, mutlu bir evlilik yaşayan çiftin örnek aldığı sağlam bir ilişkiye tanık olur. Onları izlerken, evlilik hakkında farklı bir perspektif kazanır ve korkularının üzerine gitmeye daha cesaretli hale gelir.
Kırık kalpli adam ise aşk acısıyla boğuşmaktadır. Ancak, bu beklenmedik yolculuk sırasında, gelin adayının heyecanının ve çiftin mutluluğunun etkisiyle, kendi kalbini iyileştirmenin yollarını bulur. Yolculuk boyunca, kendini yeniden keşfeder ve önemli olanın geçmişte yaşadıkları değil, gelecekteki mutluluğu olduğunu fark eder.
Bıkkın bir romancı bir gün bir kitap yayınlar. Bu kitap bıkkın romancının ailesi hakkındadır ve bir gecede bu romancı büyük bir başarı elde eder. Ancak bu başarının getirileri sadece avantajlar olmaz. Artıların yanında birçok eksi de gelmiştir. Youssef Salem 45 yaşındadır ve uzun zamandır başarılı olmaya çalıştığı yazarlık kariyerini hep kıl payı kaçırmaktadır. Ancak başarılı bir romana sahip olduğunda gerçek sorunları gün yüzüne çıkar. Youssef kendi romanından ilham alır ve bu yüzden ailesinin bu romana ulaşmasını engellemek zorundadır.
Ünlü bir stilistin cesedi annesininkinin yanında bıçaklanmış hâlde bulununca, genç bir dedektife olayı çözmesi için 20 gün verilir. Gerçek olaylardan esinlendi.
Afganistan'da yaralanan bir denizci, Montana'daki bir VA hastanesine geri döner ve burada, fiziksel ve duygusal travmasıyla yüzleşmenin bir yolu olarak ona uçarak balık tutmayı öğreten Vietnamlı bir veterinerle tanışır.
Azra ve Cengiz, 2 milyon dolar değerinde olan değerli bir taşı ABD’de yapılacak olan bir müzayedeye götürmekle görevlidir. İkili bu amaçla 811 numaralı uçağa biner. Ancak yolculuk onların düşlediğinden bambaşka bir şekilde gerçekleşir. Uçağın içinde şüpheli bir ölüm meydana gelir. Bu durum hem yolcuların hem de Azra ve Cengiz’in hayatının değişmesine neden olur.