Sırt çantalarıyla Avustralya’yı dolaşan Hanna ve Liv, paraları bitince taşrada bulunan bir bar olan The Royal Hotel’de işe girer. Bar her gün onlarca erkekle dolup taşmaktadır. Barın sürekli sarhoş olan sahibi, konukları çizgiyi aşıp ileri gittiğinde onları uzaklaştırmaktadır. Liv bu durumu görmezden gelmeye çalışırken Hanna oldukça endişelidir. Çok geçmeden iki arkadaş kendilerini hızla kontrollerinden çıkan sinir bozucu bir durumun içinde bulurlar.
Gelecek vadeden ve hırslı genç bir yazar olan Liam, idolü ünlü yazar JM Sinclair'in aile mülkünde özel ders verme pozisyonunu hevesle kabul eder. Ancak çok geçmeden Liam, aile sırları, kızgınlık ve intikamla dolu bir ağın tuzağına düştüğünü fark eder. Sinclair, eşi Hélène ve oğulları Bertie, kendilerinin olduğu kadar Liam'ın da geleceğini tehdit eden karanlık bir geçmişi koruyorlar.
Başarılı tetikçi Joe Flood (Dave Bautista) ölümcül bir hastalığa yakalanınca işleri kendince çözmeye karar verir ve kendisine suikast yapılması talebinde bulunur. Ancak tuttuğu tetikçiler aynı zamanda eski kız arkadaşını da (Sofia Boutella) hedef alınca, çok geç olmadan suikastçı meslektaşlarından oluşan bir orduyu savuşturmak ve hayatının aşkını geri kazanmak zorunda kalır.
Bir suikastçı, hedefini kıl payı ıskaladığı önemli bir görevin ardından, kişisel olmadığını iddia ettiği uluslararası bir intikam avıyla işverenlerine ve de kendine savaş açar.
Bir çevre krizi, Londra'nın sular altında kalmasına neden olur. Birçok insanın hayatını kaybettiği bu kaos ortamında hayatta kalmaya çalışan bir anne, yeni doğan çocuğu ile birlikte eve dönüş yolunu bulmaya çalışır.
The Division, 90'lı yıllarda Rio de Janeiro'yu sarstığı tasvir edilen bir dizi kaçırılma olaylarını konu edinir. Güvenlik güçleri, hem serserilerden hem de polis teşkilatının kendisinden şehri kurtarmaya yardımcı olmak üzere tartışmalı ajanları devreye sokar.
Film, gerilim ve aksiyon dolu atmosferiyle izleyicinin nefesini kesiyor. Oldukça çetin ve karmaşık bir durumu, sürükleyici bir biçimde aktarabilen bir anlatımı var. The Division, tehlike dolu bir dönemin, sadece sokağın değil aynı zamanda güvenlik güçlerinin de iç yüzünü gözler önüne seriyor. Film, bu karmaşık durumun nasıl ele alınacağını ve hangi yöntemlerin kullanılacağını tartışmalı ajanlar üzerinden seyirciye aktarıyor.
Filmin, bu tür ağır konuları ele alırken gösterdiği hassasiyet takdire şayan. Seyirci, her bir kahramanın çaresizlikleri, korkuları ve endişeleri ile tanışırken, aynı zamanda şehrin de tehlikeli ve sarsıcı bir döneminde yaşadığını fark ediyor.
The Division her ne kadar Rio de Janeiro'da geçse de, tüm dünyadaki benzer suç olaylarına dikkat çekmeyi başarıyor. Film, polis teşkilatının içerisinde yaşanan çözülmeye çalışılan krizler ve ahlaki çıkmazlar arasında nasıl dengede kalınacağını gösteriyor.
Billings, tanınmış bir psikiyatrist olan Harper'a başvurmak için birçok nedeni olan bir adamdır. İki çocuğu tuhaf olaylar sonucu ölmüştür. Yaşananların etkisinden çıkamayan Billings, karısı ve yeni doğan oğlu ile birlikte yeni bir eve taşınır. Billings, yeni bir hayata başlamak istese de geçmişi onun peşini bırakmaz.
Bir nehrin gizemli sularında bilinmeyen bir ceset bulunduğunda, endişe içindeki bir polis memuru hemen harekete geçer. Bu, rahatsız edici bir seri cinayetin başlangıcıdır ve tehlike hızla yaklaşmaktadır. Cesedin kim olduğunu ve oraya nasıl geldiğini anlamak için derinlere dalar. Yüzünü bile tanıyamadığı bu beden, bir nehrin masum sularında bulunan karanlık bir cinayetin gizemini taşımaktadır.
Polis memurunun önünde, dehşet verici bir seri cinayetler zinciri vardır ve her biri bir önceki olayla ürpertici bir şekilde bağlantılıdır. Korku dolu bu yolculukta, tehlike hızla yaklaşmakta ve her yeni ipucu, bilinmeyene daha da derin bir dalışı gerektiriyor. Sıradaki kurban kim olacak? Katil nerede? Bu soruların cevaplarını bulmak için polis, kendi hayatını bile tehlikeye atarak, söz konusu cinayetlerin peşine düşer. İp uçları her ne kadar karmaşık ve tehlikeli olursa olsun, gerçeği ortaya çıkarmak için gözü karadır.
Hamileliğinin son dönemlerinde aniden yalnız kalan Sara, uzun süredir görüşmediği ablası Linda'nın gelmesiyle beklenmedik bir desteğe kavuşur.
İşinde iddialı bir pasta şefi olan Claire, yeni işyerinde oldukça yoğun bir tempoda çalışmaktadır. Annesi kızının işten aşka vakit ayıramadığını fark eder ve işe koyulur.