Nikita, geçmişte Rusya'nın özel kuvvetler biriminde görev yapmış eski bir Spetsnaz operatifidir. Şüpheli bir iş adamı tarafından tutulur ve adamın, yerel bir fabrikanın sahibinden işletmeyi gasp edebilmesi için fabrikadaki büyük özel güvenlik gücünü etkisiz hale getirmesi istenir. Ancak Nikita ve onun seçkin ekibi işe koyulduğunda, planladıklarından çok daha karmaşık ve tehlikeli durumlarla karşılaşırlar. Fabrika, sadece bir üretim yeri olmanın ötesinde, derin devlet sırlarını barındıran gizli bir araştırma tesisine dönüşmüştür. Nikita ve ekibi, güvenlik güçleriyle çatışmaya başladıkça, fabrikanın gerçek değerini ve üstlerinden saklanan karanlık sırları keşfederler.
Genç bir mühendis olan Giorgio Rosa, hayatının zor bir döneminden geçmektedir. İşinden kovulan Giorgio, ailesinin artık kendisi ile konuşmaması ve hayatının aşkının onu terk etmesiyle başa çıkmaya çalışır. Tam da bu sırada Giorgio, imkansız gibi görünen bir düşüncesini hayata geçirmeye karar verir. Zor gözükse de denizin ortasında kendi adasını inşa eden Giorgio, adasını bir ulus olarak ilan eder. Bu durum üzerine İtalyan Hükümeti, idealist Giorgio’nun adasının İtalya'nın bir numaralı düşmanı olduğuna karar verir.
Yaşlı ve yalnız dul Joyce, evindeki bir odasını kiraya vermeye karar verir. Yıllardır sessiz ve sakin bir hayat süren Joyce, evine gelen yeni kiracıyla birlikte kendini tamamen farklı bir duygusal yolculuğun içinde bulur. Kiracılardan biri, genç ve karizmatik bir adam, Joyce'un dikkatini çeker ve kısa sürede onunla özel bir bağ kurar. Ancak bu ilgi zamanla Joyce'un beklenmedik şekilde takıntılı hale gelmesine yol açar.
Bağımsız ruhlu bir Amerikalı tur rehberi, Noel’den hemen önce Roma’daki işinden kovulur. Bu sırada, lüks bir İtalyan seramik şirketini satın almak isteyen Oliver adında bir Amerikalı yöneticiyle yolları kesişir. Oliver, seramik şirketinin sahibinin ona bu şirketi ancak “Roma’nın kalbini ve ruhunu” öğrenmesi durumunda satacağını öğrendiğinde Angela’yı Roma’da rehberi olarak tutar. Ancak Oliver’ın kazanabileceği başka bir “kalp ve ruh” olabilir mi?
Lucasfilm'den Star Wars bağımsız filmlerinin ilki geliyor. Rogue One: Bir Star Wars Hikayesi, destansı bir macera sunuyor. Savaş zamanında, bir grup alışılmadık kahraman İmparatorluğun son kitle imha silahı Ölüm Yıldızı'nın planlarını çalmak için bir araya gelir. Star Wars tarihindeki bu önemli olay, sıradışı şeyler yapmayı seçen sıradan insanları bir araya getirir ve bunu yaparken kendilerinden daha büyük bir şeyin parçası olurlar.
Yıl 2029… Çok uluslu holding OmniCorp robot teknolojisinin merkezinde. İnsansız uçakları tüm dünyada Amerika adına savaşlar kazanmakta ve artık bu teknolojiyi sivil cepheye getirmek istiyorlar. Alex Murphy iyi bir eş, baba ve Detroit’teki suç ve yozlaşma oranını düşürmek için elinden geleni yapan iyi bir polis. OmniCorp dikkate değer robotbilimini bir görev sırasında ciddi bir şekilde yaralanan Murphy'nin hayatını kurtarmak için kullanmak ister. Murphy çok sevdiği şehrinin sokaklarına yeni yeteneklerle donatılmış bir şekilde geri döner. Ama Murphy'nin artık daha önce hiçbir normal insanın karşılaşmadığı sorunları da vardır.
Henüz oldukça yeni bir yapım olarak, 24 Aralık 2020 tarihinde vizyona girerek film severlerle buluşturulmuş olan bu yapımın yönetmeni David Kerr. Yazar kısmına bakıldığında ise tek isim olarak Abigail Wilson ismi karşımıza çıkmakta. IMDb’den 6.7 Seviyesinde bir puan alan yapımın, ne kadar bütçe ile çekildiği ya da ne kadar kazanç elde ettiği bilinmemekte.
Evrenin karanlık zamanlarında geçen filmde, teker teker Necromonge ordusunun pençesine düşen gezegenlerin tek seçeneği vardır: Ya değişecek, ya da yok olacaklardır. Bu seçeneği kabul etmeyenlerin tek umudu ise, birinin ortaya çıkıp Necromonge ordusunu yavaşlatmasıdır. Her şey kötüye giderken hayatta kalabilenler efsanelere sarılırlar. İyinin kötüyü yendiği efsaneler, kehanetler kulaktan kulağa yayılır. Ama bazen şeytani güçleri durdurmanın yolu onların karşısına bir başka şeytani güçle gitmekten geçer. Hal böyle olunca, sürgündeki Riddick büyük mücadele için çağırılır.
Ünlü bir diziden beyazperdeye aktarılan film teknoloji devi bir firmanın sahibini ve kızını konu almaktadır. Büyük bütçelerle bazı deneysel çalışmalar yürüten Sophie aslında kaybettiği annesinin anılarında görmeye çalışan bir teknoloji bunun sayesinde annesinin ölümündeki soru işaretlerini kapatacaktır fakat tam tersine çok daha fazla şüphelenmeye başlayacaktır. Geri Dönüş - Reversion 2015 yapımı bilimkurgu ve gerilim türünde bir film.
Kristian Denver Diaz’ın hem yönetmenliğini hem de başrolünü üstlendiği filmde, Diaz yalnız ve zorbalığa uğrayan çocuk Scott’ın şimdiki haline hayat veriyor. Çocukluğunda ise Logan Gervais’i görüyoruz. Aynı zamanda gündemi oldukça meşgul eden Covid-19 pandemisinin izlerini taşıyan filmde, Genç Scott’ın sevdiği bir kız vardır fakat daha önce hiç başına böyle bir şey gelmediği için ne yapması gerektiğini bilemiyordur. Aynı zamanda okulundaki çocuklar tarafından sürekli dayak yiyen Scott, artık içine kapanık bir çocuk olmuştur. Eve gidince annesine ( Aliser Ramos) derdini anlatır ve ondan öğüt ister. Bir sonraki gün annesi ona bir hikâye anlatır ve duygularını açıkça söylemesi gerektiğini söyler. Annesine uyan Scott, gidip sevdiği kişiye açılır fakat sadece dalga geçilir. Bunun üzerine morali iyice bozulan Scott bir daha kimseyi sevmeyeceğine yemin eder.
Sonrasında ise şimdiki zamana gelen film, Scott’un metro istasyonunda kapkaça uğrayan bir kadını kurtarmasıyla devam ediyor. Bu olay olduktan sonra filmin anlatıcısı, sürekli olarak olabilecek durumları anlatıyor ve izleyenlerin aklını biraz karıştırıyor. Kendine hiç güveni olmayan Scott, iç sesiyle durmadan bir çatışmaya girip kadınla konuşursa ya da konuşmazsa hayatının nasıl bir duruma geleceğini hesaplar. Aynı zamanda oynadığı bir film kapalı gişe oynadığı için belli bir ünü olan Scott’ı eski sevdiği kız ziyaret eder. Bütün bu olayların içinde kendisini ikilemlerden çıkartıp kendince doğru yola girmeye çalışan Scott’u zorlu zamanlar bekliyor…