Braveheart, 1995 yılında Mel Gibson'ın yönettiği ve başrolünü üstlendiği, 13. yüzyıl İskoç lideri William Wallace'ın hikayesini anlatan epik bir filmdir. Wallace, ailesini İngilizlere karşı kaybettikten sonra eğitim için Avrupa'ya gönderilir. Yıllar sonra İskoçya'ya döner ve çocukluk aşkı Murron'la evlenmek ister. Ancak Murron'un İngiliz askerleri tarafından öldürülmesi, Wallace’ı isyana sürükler.
İngilizlere karşı savaş açan Wallace, Stirling Köprüsü’nde büyük bir zafer kazanır ve York'u yağmalar. Kral Edward’ın gönderdiği Prenses Isabelle, ona destek olur. Ancak İskoç soylularının ihaneti sonucu Wallace, Falkirk Savaşı’nda ağır bir yenilgi alır. Yıllarca gerilla savaşı verdikten sonra ihanete uğrayarak yakalanır ve idam edilirken "Özgürlük!" diye haykırır. Wallace'ın mücadelesi, Robert the Bruce'un Bannockburn Savaşı’nda zafer kazanmasına ilham verir.
Pittacus Lore'un çoksatan kitabından uyarlanan film, peşindeki ölümcül düşmanlardan kaçan genç John Smith’in hikayesini anlatıyor. Koruyucusu Henri ile sürekli kimlik değiştirerek eyalet eyalet dolaşan John, yeni yuvası Ohio'da ilk aşkı, özel yetenekleri ve kaderini paylaşan kişilerle tanışır. Kendi kimliğini gizlemeye çalışırken, onu yok etmek isteyen düşmanlarla yüzleşmek zorundadır. Üç kişi çoktan yok edilmiştir, ama O, Dört Numara.
Patrick Swayze'nin başrolünde olduğu bu filmde, kendisini bir barda koruma olarak buluyoruz. Film, aksiyon dolu sahnelerle ve Swayze'nin karakterinin bir müşteri ile yaşadığı romantik ilişki ile şekilleniyor. Güvenlik görevlisi olarak Swayze, barın düzenini sağlamakla sorumlu, ancak geceler boyunca artan tehlikeler ve karmaşık duygusal çekişmeler işleri daha da zorlaştırıyor. Bu çerçevede, Swayze'nin karakteri hem fiziksel hem de duygusal anlamda kendini test edilirken buluyor. Ne yazık ki, film, Patrick Swayze'ye kariyerinde ikinci kez Razzie ödülü olarak bilinen ve film endüstrisindeki en kötü performans ve yapımlara verilen ödülü getirmiştir. Ancak bu ödül, filmin bazı seyirciler için bir kült haline gelmesine engel olamamıştır. Film aynı zamanda dönemin pop kültüründe belirgin bir yer edinmiş ve Swayze'nin filmografisinde önemli bir nokta olarak kalmıştır.
Kadınlarının çoğunun naif rüyası: İşler sarpa sardığında bir koca bulmak ve hemen akabinde "annelik" duygusu. Zoe da uzun zamandır beyhude bekleyişine bir son vermek istemektedir; doğru adam ve tam zamanında bir çocuk! Kararı kesindir; O artık anne olmak istemektedir.
Stan ile tanışan Zoe için o güçlü bir baba figürüdür. İlişkileri ilerledikçe, Zoe ve Stan iyi anlaştıklarını görürler. Baba adayını bu defa gerçekten bulduğunu duyumsayan Zoe ortada büyük bir sorun görmektedir; Zoe hamiledir ve bu durumu Stan’den saklamaya kararlıdr. Babasız da çocuk büyütebileceğini düşünen Zoe sır saklama konusunda pek yetenekli değildir.
Eloise mütevazi bir yaşam süren ve kendine ait küçük bir çiçekçi dükkanı olan sevgilisinden henüz ayrılmış, melankolik bir kadındır. Burke ise karısını üç yıl önce yaşanan bir trafik kazasında kaybeden, son kitabı 'best-seller' olmuş başarılı bir yazar ve konuşmacıdır. Çevresindeki kalabalığa rağmen son derece yalnız bir adam olan Burke aynı zamanda gizli bir alkol bağımlısıdır. Bir workshop dahilinde konuşmacı olmak için bir haftalığına Seattle'a gider. Kaldığı otelin koridorunda ise çiçeklerini düzenleyen Eloise'ye rastlar. Kadından son derece etkilenir ve onu akşam yemeğine davet eder...
Brandon Camp'in ilk uzun metrajı olan filmin başrollerinde ünlü oyuncular Jennifer Aniston ve Aaron Eckhart bulunuyor.
Yeni mezun Oliver, çarçabuk iş hayatına atılmış yirmili yaşlarında bir gençtir. Yoğun geçen iş hayatı yüzünden sürekli seyahat etmektedir. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözüne inanarak, iş hayatındaki hedeflerinde yalnız olmak istemez...
İş seyahatlerinden birinde Emily’yle karşılaşır. Bu bir ilktir. Tanışmalarından itibaren, tam yedi yıl sürecek olan bir karşılaşma döngüsünün içine girerler. Bir türlü; kader mi, yoksa tesadüf mü kestiremezler. Hayatlarının farklı dönem ve durumlarında sürekli bir araya gelen ikili arasında adını koyamadıkları bir ilişki gelişir. Beraberken çok iyi vakit geçirdikleri halde zıt karakterlere sahip olmaları biraraya gelmelerini zorlaştırır. İsmini koyamadıkları bu ilişkileri sadece bir arkadaşlık olarak mı kalacaktır, yoksa daha ötesine mi dönüşecektir?
Modern hayat koşuşturmaları arasında birbirlerine duydukları hisler yüzünden bocalayan iki gencin öyküsü, günümüz aşklarına değişik bir pencereden bakmamızı sağlıyor.
Anne olmak, dünyanın en güzel hislerinden biri olabilir fakat beraberinde getirdiği sorumluluklar ve zorluklar da bir o kadar büyük. Bu film, anneliğin hem neşeli hem de stresli yönlerini samimi bir şekilde ele alıyor. Film, annelerin çocuk yetiştirirken karşılaştıkları günlük zorluklara odaklanıyor ve bu süreçte nasıl zaman zaman kendilerini ihmal ettiklerini gözler önüne seriyor.
Animatrix, Matrix dünyasının animasyon ortamına aktarılmış öykülerinden oluşuyor. Osiris'in Son Uçuşu ise 9 kısa filmden oluşan serinin en çarpıcı örneklerinden biri. Bilgisayarlı animasyon teknolojinin ulaştığı yeri görmek açısından da önem taşıyan yapım, unutulmaz bir kılıç gösterisiyle başlıyor. Daha sonra ise bir direnişçi gemisine geçiş yapıyoruz. Zion'a doğru yolculuk yapan gemi, şehrin çevresini saran düşmanlara karşı bir mücadeleye başlar... Matrix Reloaded'dan önce animasyonu izlemek, olağanüstü bir fragman etkisi yaratıyor. Matrix 1 ve 2 arasındaki köprü olmaktan daha çok ikincisine dönük bir heyecan uyandırıyor. Neo ve dostlarının işinin çok daha zor olduğunun da ipuçlarını veriyor!
3 bakire erkeğin okul kütüphanesini gezerken, kutsal bir kitap bulurlar. Bu kitap bir aşk kitabıdır. Oldukça yıpranmış bir kitap olan ve eksik öğütler içermekte ve anlaşılamayan türdedir. Çoğumuz Amerikan Pastası’nın serisinden birini olsa bile izlemiş ve az çok ne tür bir film olduğunu biliyoruz. 7. serisinide türkçe dublaj olarak izleme imkanını veriyoruz. Gösterim tarihi: 22 Aralık 2009 Filmizle puanı: 5.1/10 IMDB puanı: 4.7/10 Yapım: 2009 Oyuncular: Eugene Levy, Jennifer Holland, Jessica Drake, Naomi Hewer, Cindy Busby Tür: Erotik, Gençlik, Komedi Senaryo: David H. Steinberg, John Putch Yönetmen: John Putch